Oedipus Kompleksi Nedir: Babayı Öldürmek
Karşınızda Freud’un en tartışılan teorilerinden biri: Oedipus Kompleksi. Anneye duyulan aşk ve babaya duyulan nefret…
Bu komplekse adını veren Oedipus’u tanıyarak başlayalım. Oedipus Yunanistan’daki Thebai şehrinin kralı Laos’un oğludur. Daha anne karnındayken bir müneccime Oedipus’un geleceğini sorarlar ve korkunç bir kehanetle karşılaşırlar. Kehanete göre Oedipus, gelecekte babasını öldürecek ve annesiyle evlenip babasının tahtına oturacaktır. Bunun üzerine babası Oedipus’un doğar doğmaz ormana terk edilmesini emreder. Ancak Oedipus komşu krallık tarafından kurtarılır. Şans eseri gerçek anne ve babasının kendisini büyütenler olmadığını öğrenir ve kahine giderek geleceğini sorar. Onun da dediği şey aynıdır: babanı öldüreceksin ve annenle evleneceksin. Bunu öğrenen Oedipus yaşadığı şehri terk eder.
Bilmeden asıl memleketi Thebai’ye gider ve köprüden geçerken ihtiyar bir adamla lüzumsuz bir tartışmaya girer. Tartışma kavgaya dönüşür ve Oedipus, adamı öldürür. Kimi öldürdüğünü bilmediği kişi aslında Laos’tur yani Oedipus’un babası. Oedipus, Thebai’ye gidince şehre bela olan yarı aslan yarı insan canavarın bulmacasını çözer ve kahraman ilan edilir. Oedipus artık Thebai’nin yeni kralıdır ve eşi de onun oğlu olduğunu bilmeyen öz annesidir. Kehanet peşlerini bırakmamıştır ve tüm acımasızlığıyla gerçekleşmiştir. Kaderlerinden kaçarken kaderlerine yakalanmışlardır. Oedipus babasını öldürmüş ve annesiyle evlenmiştir.
Freud ise kendi psikanalizinden yola çıkarak bu teoriyi ortaya atar. Freud’a göre bu kompleks, erkek çocuğunun babasına duyduğu öfke ve annesine duyduğu yakınlaşma hisleriyle açıklanabilir. 3-5 yaş arasında erkek çocuk bilinçsizce annesini arzular ancak çocuğun annesine duyduğu aşk nedeniyle babasının kendisini cezalandıracağını bilir. Ayrıca, çocuk her ne kadar babasıyla rekabet etmek istiyorsa da bu girişiminin başarısızlıkla sonuçlanacağının da farkındadır. Çünkü çocuk, babasının ondan kat kat kuvvetli olduğunu bilir ve içten içe bu rekabetin sonucunda babasının kendisini hadım edeceği korkusunu taşır. Erkek çocuğa göre babası hem annesiyle arasına girmiştir hem de cezalandırıcıdır. Bu yüzden çocuk, babasına güçlü bir öfke duyar.
Endişelenmeyin! Çocuğun kahramanı yine babası olacaktır. Zamanla babaya olan öfke ve rekabet yerini sevgiye bırakacaktır. Çocuk, babasını rol model almaya ve baba rolünü içselleştirmeye başlayacaktır. Bu süreçte toplumsal normlar, dini öğretiler, kültürel etkiler de önemli bir yere sahiptir.
Freud’a göre Oedipus kompleksi her çocukta bulunur. Bu kompleks çözülmediği takdirde gelecekte aşk dahil birçok alanda veya ruhsal anlamda sorunlar ortaya çıkacaktır. Ayrıca Freud’a göre anneye benzeyen kadınlara aşık olunmasının en büyük sebebi bu kompleksin çözülmemesidir.
Hep erkek çocuklardan bahsettik. Peki bu kompleks kız çocukları için geçerli midir? Jung’a göre bu kompleksin kız çocukları için olanı Elektra Kompleksidir. Yani kız çocuğunun babayla yakın olması ve annesini kıskanması durumudur. Bu kompleks de zamanla çözüme kavuşacaktır. Her iki komplekste de çocukların hemcins ebeveynini rakibi olarak ve karşı cinsteki ebeveynini eş olarak görmekten vazgeçmesi, bu durumu kabullenmesi gerekmektedir.
Şunu söylemeden geçemeyeceğim, Freud canımız ciğerimizdir ancak maalesef psikoloji bilimine kadın ile ilgili konular hakkında çok az katkıda bulunmuştur. Hatta kadınlar hakkında erkeklerden daha az şey bilindiğini kabul etmiştir ve bunun normal olduğunu da dile getirmiştir. Bir noktaya dikkat çekmek isterim: Freud, Jung ile olan ilişkisini baba-oğul ilişkisi olarak adlandırmıştır. Sonradan fikir ayrılıkları yaşamışlar ve Freud, Jung’u hayatından çıkarmıştır. Bu hikayede de Oedipus’u bulabiliriz.
Hikaye demişken Oedipus kompleksi iyi bir şekilde hikayeleştirip işleyen Orhan Pamuk’un “Kırmızı Saçlı Kadın” kitabından bahsetmeden olmaz. Kitapta babasını öldüren Batı’nın Oedipus’u ve oğlunu öldüren Doğu’nun Rüstem’i karşılaşacak ve bize efsanelerle gerçek hayat arasında bir yaşam sunacaklardır. Kitapla birlikte, baba kavramının ve ihtiyacının varlığını sorgulayacağız. Baba korkulacak bir otorite midir yoksa varlığıyla bizi rahatlatan bir figür mü? Doğu ve Batı’yı, baba ve oğlu okurken bu soruları da cevaplayacağız. Baba-çocuk arasındaki bağın, nefret ve sevgi kadar nasıl uçlarda olduğunu görecek, kendimizi “Efsanelerdeki kader gerçekten bizi bulabilir mi?” diye sorarken bulacağız.
Hayatın, efsanelerin tekrarı olduğunu anlayacağız ya da herkesin hayatının zaten birer efsane olduğunu..
Bahar KOÇAK
Nedir “Bir Başkadır” ı başka kılan? Gelin, bir başka hayatlardan kendi hayatımızın yolculuğuna çıkalım.