Evrene Dair: Zamanda Yolculuk ve Dede Paradoksu
Dede Paradoksu… Daha önce duymuş muydunuz? Yada sizce zamanda yolculuk mümkün olabilir mi? Hadi diyelim ki bir sabah, bir bilim adamı çıktı ve zaman makinesi yaptığını iddia etti ve yolculuğu mümkün kıldı. Peki zamanda yolculuk yaparak geçmişe dönseydiniz ve dedenizi henüz o bir çocukken öldürseydiniz veya bir şekilde dedeniz ile büyükannenizin tanışmasını engelleseydiniz ne olurdu? Dede paradoksunu anlatıyoruz…
ZAMANDA YOLCULUK
Zamanda yolculuk üzerine ortaya atılmış birçok teori ve kuram vardır. Bunlardan en bilineni ise Albert Einstein’in “Görelilik Kuramı”dır. En basit haliyle siz eğer ışık hızını geçebilecek bir araç yaparsanız zamanda yolculuk yapmanız mümkün oluyor. Fakat diğer bir yandan ışık hızını geçebilecek bir araç yapmanız ise -en azından şu an ki bilgiler çerçevesinde- mümkün değil. Yani zamanda yolculuğu mümkün kılan bir yol olsa da o yolu uygulamak mümkün gözükmüyor. Peki, ışık hızına çok yakın bir hıza ulaşabilirsek ne olur?
Işık hızının %90’ı oranında bir hıza sahip roketin içine, ikiz kardeşlerden birini koyup -Dünya’ya en yakın yıldız olan- Proxima Centauri’ye yolladığımızı düşünelim. Dört ayın sonunda dünyaya dönen kardeş, dünyada kalan ikizinin sekiz yıl yaşlandığını görecektir. Yani roketteki kardeş için geçen dört ay, dünyadaki diğer kardeş için sekiz yıla eşit sayılır. Peki bu durum roketteki kardeş için sekiz yıl sonrasına yapılmış bir zaman yolculuğu sayılır mı?
Cem Yılmaz’ın AROG filmindeki zaman makinesi sahnesini hatırlayalım. “Dimi” isimli karakter tahtadan yaptığı zaman makinesinin içine girerek 10 saniye bekler ve geri çıkarak şunları der: “Bak! deminden şimdiye geldim, bekleme süresini uzatırsan zamanda daha da ileri gidersin.” İlgili sahneye buradan ulaşabilirsiniz.
DEDE PARADOKSU
Yazının başında sorduğumuz soruya gelelim. Bir sabah uyandınız ve zaman makinesi karşınızda. Geçmişe dönerek dedenizi o daha çocukken öldürseydiniz bir paradoksun içinde bulurdunuz kendinizi. Bu paradoksu size şu şekilde açıklayalım:
- Geçmişe döndünüz ve dedenizi bulup öldürdünüz.
- Dedeniz öldüğü için siz hiç var olmamış olacaksınız.
- Hiç var olmadığınız için dedenizi öldüremeyeceksiniz.
- Dedenizi öldüremediğiniz için zamanı geldiğinde siz doğmuş olacaksınız.
- Ve siz var olduğunuz için geçmişe dönüp dedenizi öldürebileceksiniz.
Bu 5 adımlı döngü “Dede Paradoksu” olarak karşımıza çıkıyor ve size zamanda yolculuğun teoride mümkün olamayacağını, bizi paradokslara sokacağını anlatmaya çalışıyor. Fakat yıllar içerisinde bu paradoks için üretilen çeşitli fikirler ve teoriler, size bu paradokstan çıkma imkânı tanıyor. Bunlardan en çok kabul gören iki tanesi şu şekildedir:
Birinci Görüş: Eğer bir yolunu bulup geçmişe döner ve dedenizi bulursanız onu öldürmek için yapacağınız tüm girişimler boşa çıkacaktır. Ya silahınız tutukluk yapacak, ya yanlış kişiyi vuracaksınız ya da bunun gibi birçok talihsizlik yaşayarak zaman akışına müdahale edemeyeceksiniz. Dolayısı ile hiçbir şey değişmemiş olacak ve kendi zamanınıza geri döneceksiniz.
İkinci Görüş: Eğer bir yolunu bulup geçmişe dönerek dedenizi bulur ve öldürürseniz, zaman akışına yapmış olduğunuz bu müdahale zamanda bir kırılma yaratarak onun paralel bir evrene geçmesini sağlar. Bu çoklu evrenler teorisi ile ilgilidir. Bu paralel evrende dedeniz ölmüş olacağı için sizin de bulunmadığınız bir zaman akışı gerçekleşecektir. Siz ise kendi paralel evreninizde kendi zamanınıza döndüğünüzde, hiçbir şeyi değiştirmemiş olarak zaman akışınızı devam ettireceksiniz.
Dede paradoksuna dair her iki görüşte de aslında şu anımızı değiştiremeyiz. Geçmişe dönerek yeni bir başlangıç yapamayız. O yüzden şu anın kıymetini bilmeli ve geleceğimizi şekillendirmek adına şu an doğru hamleleri yapmalıyız. Yazımı bir söz ile sonlandırmak istiyorum, sağlıcakla kalın.
Ahmet Alperen GEDİK
Diğer blog yazılarımıza göz atmayı unutmayın!