Bronte Kardeşler Hayatı ve Eserleri
1800’lü yıllarda İngiltere’nin kuzeyindeki bir kasaba evinde büyüyen üç kız kardeş Bronte kardeşler ve edebiyat tarihine ilham olan yaşantıları: Charlotte, Emily ve Anne.
Bronte kardeşlerin babaları bir papazdı, annelerini ise çok küçük yaşta kaybederler. Bu üç kız kardeşin yanı sıra Branwell adını verdikleri bir de erkek kardeşleri vardır. İki ablaları ise gittikleri yatılı okulda tüberküloza yakalanıp vefat eder.
Bu üç kız kardeşin en büyük uğraşı ise öyküler, şiirler yazmaktır. Fakat dönemin algısına göre kadınların edebiyatta hiçbir yeri yoktur. Kardeşlerin en büyüğü olan Charlotte, yazdığı şiirleri bir şaire gönderdiğinde ise terslenip edebiyatın erkeklerin işi olduğunu belirten bir yanıt alır. Fakat bu Charlotte’u kararından vazgeçirmez ve yazmaya devam eder. Emily’nin şiir yeteneğinin kardeşleri tarafından keşfedilmesi ile üç kardeş birlikte bir şiir kitabı yayımlar. Fakat kendi isimleri yerine; Charlotte; Currer Bell, Emily; Ellis Bell, Anne ise Acton Bell isimleri ile yayımlar. Kullandıkları bu mahlaslar, kendi isimleri ile aynı baş harflerden oluşmaktadır. Çıkardıkları bu şiir kitabı sadece 2 adet satılır. Kısıtlı çevrede yaşamalarına rağmen ümitsizliğe kapılmayıp yazmaya devam ederler. Charlotte 1847 yılında İngiliz Edebiyatı’nın klasikleri arasında sayılan eserini yayımlar: Jane Eyre.
Emily ise ablası ile aynı yılda yine İngiliz Edebiyatı’nın klasikleri arasında bulunan Uğultulu Tepeler’i yayımlamayı başarır. Bu roman Emily’nin tek romanıydı. Üç cilttlik bir setten oluşan bu romanın ilk iki cildini Uğultulu Tepeler oluştururken, son cildini ise küçük kız kardeş Anne tarafından yazılan Agnes Grey oluşturur.
Küçük kardeş Anne Bronte ise, ablalarının eserlerinin yanında ne yazık ki çok fazla ilgi gören bir esere sahip olamaz. 1847 yılında ablası Emily’nin yazdığı Uğultulu Tepeler romanının son cildi olan Agnes Grey isimli romanını yazar. 1848 yılında ise Wildfell Konağı Kiracısı isimli eserini yayımlar
Kadınların edebiyatın içinde olmasının desteklenmediği bu dönemde ideallerinden vazgeçemeyip günümüz İngiliz Edebiyatı’nda çok önemli yerlere sahip olan Bronte Kardeşler ne yazık ki çok uzun bir yaşam sürememiş ve çeşitli hastalıklar sebebiyle genç yaşlarda vefat ederler.
“Ben bir melek değilim, ölene kadar da olmayacağım. Ben kendim olacağım.” -Charlotte Brontë