Ayna Nöronlar
Bir kişinin elini çok keskin bir bıçakla hafifçe sürterek kestiğini ve bir damla kanın yavaşça yere düştüğünü hayal edince içimizi tuhaf bir duygu kaplar ya da olimpiyatlarda sporcu bitiş çizgisine yaklaştıkça bizim de kalbimiz hızlıca atmaya başlar. Metroda otururken karşımızdaki kişiyi esnerken görünce biz de esneriz, bir yerden yarım bir şarkı duyarız ve tüm gün kafamızda dolanır durur. Karşımızdaki kişi bir şeyden iğrenme duygusu hissettiği zaman biz de aniden hissetmeye başlarız, ama neden? Bu olaylar hepimize tanıdık geldi değil mi? Peki ama beynimizde neler oluyor da böyle hissediyoruz? Cevap: Ayna nöronlar. Hadi hep birlikte ayna nöronları daha derine inerek keşfedelim. Hazır mısınız?
AYNA NÖRONLAR NEDİR?
Ayna nöronlar, bir canlının herhangi bir hareketi kendisi yaptığında veya aynı hareketi yapan birini gözlemlediği durumda, her ikisi için de ateşlenen nöronları adlandırmak amacıyla bilim dünyasında kullanılan terimdir. İsimleri de bu ateşleme olayının karşılıklı olması nedeniyle doğmuştur. Tıpkı bir ayna gibi karşıdaki kişinin hareketini yansıtırlar. Ayna nöronlar, işitme ve görme olmak üzere bütün duyular vasıtasıyla, dış dünyadan gelen sinyalleri alıp âdeta onların fotokopisini saklayan hücrelerdir. Ayna nöronların dili işleme ve anlama, öğrenme, sosyal etkileşim ve empati gibi çok önemli fonksiyonları vardır.
AYNA NÖRONLAR NASIL KEŞFEDİLDİ?
Ayna nöronlar ilk olarak, İtalya Parma Üniversitesi’nde 1980’lerden başlayarak 1990’lara kadar nöronlar üzerine araştırma yapan nöro-fizyolojistler Giacomo Rizzolatti ve ekibi tarafından bulundu. Macaca nemestrina türü 3 tane makağın ventral pre-motor kortekslerine elektrotlar yerleştirerek makakların el ve vücut hareketlerini bir süre takip ettiler. Deneklerin bir cismi kavramadıkları halde kavrayan birisini izledikleri sırada, beynin aynı bölgesinde, cismi gerçekten kavrıyormuşçasına benzer düzeyde bir elektriksel aktivite artışı olduğunu gözlemlemişlerdir. (Makakların pre-motor kortekste F5 bölgesi ve Broca alanı gibi alanlarda artışlar gözlenmiştir.)
Makak Maymunlarının yanı sıra ayna nöronlarının keşfedildiği bir diğer hayvan ise bataklık serçesi olarak da isimlendirilen, Melospiza georgiana. Bu tür üzerinde yapılan araştırmalarda, ötme sırasında –özellikle de şarkı söyleme ritüelleri sırasında– beyinlerinin HVC bölgesine gönderilen elektrotların daha aktif olduğu görüldü. Araştırmanın sonunda kuşların ötmesini de sağlayan bu bölgede ayna nöronlarının olduğu sonucuna varıldı. Bu iki türde ayna nöronlar ilk defa fark edildi.
AYNA NÖRONLARLA EMPATİ VE TAKLİT
Empati, Yunanca kökenli “empathia” kelimesinden köken almakta ve “bir şeyin içinde hissetme” anlamına gelmektedir. Alıştığımız tanımına bakacak olursak ise “geçici olarak başka bir kişi gibi düşünme şekli” olarak tanımlanmakta ve başka bir insanı entelektüel olarak kavramaktan çok “duygusal anlama” olarak kullanılmaktadır. Empati, Freud tarafından biyolojik yansımaları olan bir psikolojik süreç olarak değerlendirilmiştir.
Taklit, insanın sosyal gelişimi, öğrenmesi ve iletişimi için büyük bir role sahiptir ve enstrümantal öğrenme, ilişkisel öğrenme ve birçok duygusal süreç tabanlıdır.
Empati ve taklit yeteneğinin tanımları ve fonksiyonel işlevleri dikkate alındığı zaman ayna nöronların etkileri ile birbirlerine yakın olduğunu fark etmişsinizdir. Araştırmacılar insanlarda da taklit ve empati sırasında ayna nöronların ateşlendiğini ve tıpkı kuşlar ve makaklarda olduğu gibi Broca bölgesinin aktifleştiğini gözlemlediler. Kısacası empati kurduğumuz (bir kişi ağlarken bizim de üzülmemiz gibi) durumların nedenleri arasında ayna nöronlar olduğunu fark ettiler.
AYNA NÖRONLARIN HOMOSAPIENS VE YETENEKLERİ ÜZERİNE ETKİSİ
Peki, girişte saydığımız örneklerin dışında ayna nöronlar, biz Homosapienslerin günlük hayatını ve alışkanlıklarını da etkiliyor olabilir mi? Cevap: Evet.
İnsanoğlu birçok alışkanlık, gelenek ve hatta konuşma kabiliyetini bile ayna nöronlar sayesinde öğrenmiş olabilir. Bilirsiniz küçük bir çocuk ailesinden ne görürse onu yapar ve belirli bir zaman sonra bu onun alışkanlıklarını oluşturur. Kötü gördüğü hareket ve davranışlardan sakınması gerektiğini ayna nöronlar kaydeder. Daha önce ayna nöronların hareket, duygu, davranış gibi durumları bir kişide gördüğü zaman fotokopisini sakladığını ve zamanı gelince kullanmak üzere depo ettiğini yazımızın üst bölümünde bahsettik.
Konuşma ve ayna nöronlar arasında da bağlantıların bulunduğu, günümüzde tartışılan konular arasındadır. Hem ayna nöronların ateşlendiği alan olan hem de motor konuşma ile alâkalı kasların harekete geçmesinde aktif merkez olan beyindeki Broca alanı, insanlarda genellikle sol beyin yarım küresinde bulunur. Konuşma merkezi de, beynimizin ön kısmındaki el hareketlerini kontrol eden merkeze yakındır.
AYNA NÖRONLAR VE OTİZM
Otizm genellikle ilk 3 yaşta başlayan ve hayat boyu devam eden, kişinin etrafıyla sözel ve sözel olmayan şekilde uygun ilişki kuramaması şeklinde ifade edebileceğimiz gelişimsel bir bozukluktur.
2008 yılında IIan Dinstain ve ekibi, Lacaboni ve ekibinin ulaştığı sonuçları kullanarak otizm ile ayna nöronlar arasında ilişki kurdu. Otistik bireylerde ayna nöron aktivitesinin azalmış olduğu ve bu yüzden empati kabiliyetlerinin de bozulduğu tespit edilmiştir. Duyu organlarından gelen sinyaller ayna nöronlarında cevap ve görüntü meydana getirmekte, fakat bunlar beyinde daha öteye el kabiliyeti, mimikler ve konuşma merkezlerine iletilemediğinden, bu çocuklarda mimikler, el hareketleri ve konuşma kabiliyeti gelişmemektedir. Otizmin altında yatan sebebin ayna nöronlarla bağlantılı olması halen tartışılmaktadır.
NEDEN HER HAREKETİ TEKRAR ETMİYORUZ?
Peki empati, taklit, alışkanlıklarımız, geleneklerimiz, konuşma ve ayna nöronlar sayesinde oluyorsa neden her zaman karşımızdaki kişinin her hareketini taklit etmiyoruz? Christian Keysers ve Valeria Gazzola bunu, bir diğer insanın yaptığı şeyi gözlemlediğimiz sırada birincil motor korteksin bazen kapalı olmasıyla açıklıyor. Yani, bazen ayna nöronların gönderdiği uyartılar motor nöronlar tarafından eyleme dönüştürülemiyor. Bu durumda da her hareketi taklit etmiyoruz.
Başka bir araştırma cinsiyetler arasındaki farklılık üzerine. Yawei Cheng ve ekibinin yaptığı bir dizi araştırmanın sonucunda, dişilerin erkeklere nazaran, ayna nöronlardan gelen uyartılara verdikleri motor tepkilerin daha fazla olduğunu gözlemlediler. Bu da dişilerin neden empati kurmaya erkeklerden daha yatkın olduğunu açıklıyor.
Her ne kadar empati, taklit, alışkanlıklarımız, geleneklerimiz, konuşma, kognitif(bilişsel) bozukluklar (özelikle otizm) ve ayna nöronlar arasında bağlantılar olsa da beynimizde birçok nöron sistemli olarak ve farklı bölgelerle iş birliği içeresinde hayatımıza devam etmemizi sağlar. İnsan beyninin çalışma mekanizması ve sistemi hala tam olarak açıklanamasa da umarım ileride ayna nöronlar hakkında da çok bilgilere ulaşır ve sizinle paylaşabilirim. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.
Celile AYDOĞDU
Yazarımızın Diğer Yazıları İçin:
Kişiliğinizin Analizini Çıkartın: 3 Adımda Swot Analizi
We Will Rock You: Aids, Freddie Mercury ve Ötesi
Moda Tutkunlarını Ekran Başına Hapsedecek 10 Moda Programı