Uy ya da Reddedil: Sosyal Etki ve Asch’in Çizgi Deneyi
Verdiğimiz kararların çoğu bize mi ait yoksa başkasına mı? Hayatında hiç tanımadığın birinin senin hakkındaki düşünceleri ne kadar önemli? İşte Sosyal Etki ve Asch’in Çizgi Deneyi…
Üniversiteye ilk girdiğiniz zamanı hatırlayın. Profesörünüze nasıl sesleneceğinizi bilemediniz. Ne yapmalısınız? Ya da bir çığlık duydunuz, acaba arkadaşlar şakalaşıyor mu yoksa birinin başına kötü bir şey mi geldi?
Bu gibi birçok durumda nasıl hareket edeceğimiz konusunda kendimizden emin olamayız. Seçim yapabilmek için yeterli bilgimiz yoktur. Bu yüzden diğer bilgi kaynağını kullanırız: başkalarının davranışlarını. İlk defa suşi yemeye karar verdiyseniz nasıl yenildiğinden emin değilseniz yapacağınız ilk şey etrafınıza bakmak ve nasıl yenildiğini öğrenmeye çalışmak olacaktır. Böyle durumlarda, başkalarını bize kılavuz gibi görürüz. Bilgilendirici sosyal etki dediğimiz olay başkalarının belirsiz bir durumu bizden daha doğru yorumladığına inanmamızdır. Başkalarının bilgisi bizimkinden daha fazla veya doğru olmasa da onların davranışlarına uyarız. Yani belirsizlik en önemli etkendir. Yapılan araştırmalara göre kendimizden ne kadar az emin olursak başkalarına o kadar çok güveniriz.
Pandemi başlangıcında, ilk sokağa çıkma yasağında yaşananları hatırlayalım. Herkes marketlere koşmuş, önüne geleni almış ve bir çikolata alan abimiz çok konuşulmuştu. Gelin bu davranışın nedenine bakalım. Virüs yüzünden gelen sokağa çıkma yasağı herkes için bir bilinmeyen durumunda. Belirsizlik hakim, insanların ne yapacağı konusunda durup düşünecek zamanı yok ve bir an önce harekete geçmeleri gerek. Korku ve paniğe kapıldığımızda ne yapacağımızı bilemeyiz ve işte burada başkalarının tepkilerine bakıp onlar gibi davranırız. Bu çok doğal olsa da maalesef taklit ettiğimiz insanlar da korkmuş ve panik halindeler dolayısıyla mantıklı davranmayabilirler. İşte abimiz de korku ve panikle o an herkesin yaptığını yapmış. Geriye dönüp baktıklarında belki bunlar mantık dışı gelse de panik halindeyken çok normal görülebiliyor.
Bazen sadece belirsiz durumlarda değil, alay konusu olmaktan, reddedilmekten korktuğumuz için uyma davranışı gösteririz. Normatif sosyal etki dediğimiz şey hoşa gitmek ve kabul görmek için yaptığımız davranışlardır. Çünkü insan doğası gereği sosyal bir türdür. Sosyal ortamlarda onaylanma gereksinimi de insanın en temel ihtiyacıdır. Bu ihtiyaç doğrultusunda sosyal ortamlarda kabul görmek için uymacı davranışlar gösterebiliyoruz. Davranışlarımız kamusal boyun eğme ile sonuçlanırken özel kabul denilen davranışı içten kabul etme her zaman gerçekleşmiyor.
Sosyal Deney – Toplum Baskısı Gerçek Midir?
Asıl soru geliyor! Doğru davranışımızdan eminiz ve pek de umursamadığımız bir grubun içindeyiz. Bu grup bizi baskı altına almaya çalıştığında uymacı davranışlar sergiler miyiz? Yoksa doğru bildiğimiz yoldan mı devam ederiz?
Asch’in Çizgi Deneyi
Bu sorunun cevabını bulmak için Solomon Asch, çizgi deneyini gerçekleştirir. Amacı ise şudur: grup, apaçık doğru olanla çelişen bir şey söylediğinde insanlar grubu mu dinleyecek yoksa sosyal baskıya direnip kendisi mi karar verecek?
Bu çalışmada katılımcılardan sağdaki çizgilerden hangisinin uzunluk olarak soldaki çizgiye yakın olduğuna karar vermeleri istendi. Grup deneyinde sadece bir katılımcı gerçekti ve diğer kişiler yanlış cevap verecek iş birlikçileriydi. İlk birkaç soruda tüm katılımcılar bariz doğru cevabı verdi. Ancak ilerleyen sorularda iş birlikçi katılımcılar sesli bir şekilde yanlış cevabı verdiler. Sıra gerçek katılımcıya geldiğinde katılımcı doğru bildiğini mi söyledi yoksa gruba uyup bile bile yanlış cevabı mı verdi?
18 denemenin 12’sinde bütün gruplardaki katılımcıların tümü yanlış yanıt vermişti. Katılımcıların %76’sı denemelerin en az birinde uymacı davranış sergilemişti.
Ortada belirsizlik olmasa bile ve diğer katılımcılar hiç tanımadığınız birileri olsa bile devreye normatif baskı giriyor. Farklı görüş öne süren tek kişi olma korkusu çok baskın olduğundan insanlar uymacı davranış sergiliyordu. Gerçek katılımcılar sonradan şunları söylemişti: gruptakiler benim tuhaf olduğumu düşünebilirlerdi, benim fikrim onlara uymuyordu bu yüzden öfkelenebilirlerdi.
Ne kadar garip değil mi sevgili olur, hayatında hiç tanımadığın birilerinin senin hakkında ne düşündüğü, cevabını etkileyecek kadar önemli bir yere sahip. Onlarca yıllık araştırmalar ise bu sonucu doğruluyor: tamamen yabancı olsalar ve hayatımızda bir daha görmeyecek olsak bile reddedilme korkusuyla uymacı davranışlar sergiliyoruz.
Kabul edilmek insanın doğasının bir parçasıdır. İnsanlar bir gruba ait olmak için çabalarlar ve bazen tehlikeli bir durum olsa bile sosyal baskılara direnmekte zorlanır, grubun yaptığını yaparlar.
Farklı olmaya cesaret edebilmek dileğiyle…
Yazarımızın Diğer Yazıları:
Aşk, Umut ve Doğa: Bahar Psikolojisi
Karantinada Olumsuz Duygularla Baş Etme Yolları
10 İlginç Psikolojik Rahatsızlık