Walt Disney’in Minik Fareyle Değişen Öyküsü

Walt Disney, tam adıyla Walter Elias Disney, 5 Aralık 1901 tarihinde Amerika’da dünyaya geldi. Ardında devasa bir medya şirketi bırakan bu başarılı isim, 15 Aralık 1966 tarihinde ise hayata veda etti. İrlanda göçmeni bir ailenin oğlu olan Walt Disney, ailenin beş çocuğundan biriydi. Ailesinin ekonomik durumu oldukça kötü olan Disney, sürekli çalışmak ve para kazanmak zorundaydı. Bir gün minik bir fareyle tanışmasıyla yoksulluk içerisinde geçen hayatı tamamen yön değiştirdi.
Fazlasıyla zor bir çocukluk dönemi geçiren Walt Disney’in ailesinin ekonomik olanakları oldukça kötüydü. Aynı zamanda hasta olan babası çalışamadığından eve bir kazanç da sağlayamıyordu. Henüz çok küçük yaşlarda, iki kilometreden fazla yol yürüyüp, kapı kapı dolaşarak gazete satıyordu. Ancak kazandığı o kadar azdı ki, bırakın ailesini kendi karnını doyurmakta bile güçlük çekiyordu. Diğer yandan sürekli çalışmak zorunda olduğu için eğitimine de düzenli devam edemeyip bir süre sonra tamamen bırakmak zorunda kaldı.
Walt Disney maddi imkansızlıklar nedeniyle eğitimini tamamlayamadığı için herhangi bir mesleğe sahip değildi. Bu sebeple girdiği işlerin genelinde tutunamıyor ve kısa bir süre sonra ayrılmak zorunda kalıyordu. Walt için hayat bu denli zor geçerken bir de babasının ölümü onu derinden sarstı. Yeterince para biriktirip babasını tedavi ettiremediği için kendini suçladı ve uzunca bir süre bunun etkisinden kurtulamadı.
Hayatın getirdiği tüm zorlukların yanında Walt’ın en büyük zevklerinden biri kitap okumaktı. Kazandığı paradan zar zor bir miktar ayırarak kendine çok nadir de olsa kitaplar alıyordu. Bir gün yine elindeki az miktardaki parayla, kitapçıyla yaptığı yoğun pazarlıktan sonra kendine bir kitap aldı. Kitabın arasında yer alan bir reklam kağıdında ilgisini çeken bir yazıya rastladı. Kağıtta “Kansas City Sanat Enstitüsü sizi ücretsiz kurslara çağırıyor” yazıyordu.
Yazıyı okuyan Walt heyecanlandı ve hiç düşünmeden kursa yazılmaya karar verdi. Karşısına çıkan bu sürpriz kağıt sayesinde belki de hayali olan sanatçılığa ulaşabilecekti. Bunun yanında bir mesleğe sahip olmadığı için çizim konusunda kendini yetiştirebileceğini düşündü, üstelik kurs için herhangi bir ücret ödemek zorunda da değildi. Hiç vakit kaybetmeden kursa başlayan Walt çizim dersleri öğreniyor, bazı ajanslara çizgi film karikatürleri çizerek az da olsa para kazanıyordu. Ancak hala ailesine ve kendine yetecek ölçüde, hayal ettiği kadar kazanç sağlayamıyordu.
Kansas Sanat Enstitüsü’ndeki eğitimini tamamlayan Walt, tekrar ailesinin yanına döndü. Burada da sürekli çizimler yapıyor, gazete ve dergilere yolluyor; ancak bir türlü istediği beğeniyi alamıyordu. Bakmak zorunda olduğu annesi ve kardeşleri için hiçbir kazanç sağlayamıyordu. Walt Disney, çalıştığı bir gazeteden yeterince yaratıcı olmadığı için kovulmuştu.
Olumsuzlukların zirve yaptığı böyle bir dönemde Kansas’tan, kurs boyunca çok iyi arkadaşı olan Iwerks’ten bir telgraf aldı. Arkadaşının yaptığı iş teklifi üzerine apar topar Kansas’a giden Walt, yeni bir hayal kırıklığıyla karşı karşıya kaldı. Çünkü çalışmaları için bir ofis gerekiyor ve bu ofis için bir kira ödemek zorundaydılar. Bir süre sokaklarda resim yapıp satmayı deneyen Walt büyük bir üzüntüyle yeniden ailesinin yanına döndü.
Walt Disney henüz çok küçük bir yaştayken babasına, ileride bir sanatçı olacağını söylemişti. Hayalinin gerçekleşmesini öyle çok istemiş olmalı ki tüm olumsuzluklara rağmen yılmadı ve çizim yapmaya devam etti. Bir gün yine çizim yaptığı esnada odada bir tıkırtı sesi duydu. Küçük bir fare tahta zemin üzerinde hareket ediyordu. Disney ilgisini çeken bu fareyi izlemeye ve beslemeye başladı. Walt Disney bu sevimli küçük arkadaşını o kadar sevmiş ve alışmıştı ki bir gün onu çizmeye karar verdi. İşte bu çizim Walt Disney’in hayatının dönüm noktası oldu.
Elindeki fare çizimleriyle Hollywood’a doğru yola çıktı, sonrasında da arkadaşı Iwerks’i bularak ona fare çizimlerinden bahsetti. Bu küçük fareye ilk olarak “Mortimer” adı verilmiş, ancak ilerleyen zamanlarda Walt Disney’in eşi Lilly’nin önerisiyle “Mickey Mouse” olarak değiştirildi. Mickey Mouse adını verdikleri fare ile 1928 yılında ilk filmleri olan “Steamboat Willie” (İstimbot Willie) çekildi. Bu iki arkadaş ellerindeki son meteliğe kadar harcadıkları bu filmde ya büyük başarı sağlayacak ya da yoksul hayatlarına kaldıkları yerden devam edeceklerdi. Ve istenen oldu. Film izlenme rekorları kırdı…
İlk filmden sonra yüzler gülmeye başladı. Kardeşi Roy ile birlikte Walt Disney Productions’u kurdu. Kurdukları bu şirketin dünyanın en ünlü film yapımcılarından biri olacağını kendileri bile hayal edememişti. Şimdi ise Hollywood’un en çok kazanan film şirketi konumunda.
Ardından birçok başarılı çizgi film çekildi. Yıldızı hızla parlayan Mickey Mouse 100’den fazla çizgi filmde baş karakter olarak yer aldı. Bunu takip eden dönemlerde; Donald Duck (1934), Pinokyo (1940), Aslan Kral, Kayıp Balık Nemo, Külkedisi, Winnie The Pooh, Sindrella (1950), Uyuyan Güzel (1958), 101 Dalmaçyalı (1961) ve daha birçok başarılı çizgi filmde Walt Disney imzası yer aldı. 1938 yılında gösterime giren ve 1.5 milyon dolar harcanarak yapılan “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler” 8 milyon dolarlık bir hasılata ulaştı.
1955 yılında Los Angeles’ta çalışanların çocuklarıyla birlikte eğlenebileceği büyük bir park olan Disneyland projesini hayat geçirdi. Walt Disney bu projenin yapımında çalışan mühendislere “Disneyland’ın dünyadaki en inanılmaz yer olmasını ve içinde parkı boydan boya gezen bir tren olmasını istiyorum,” dedi. İkinci eğlence parkı ise Florida’nın Orlando kentinde açıldı. Daha sonra da dünyanın bazı yerlerinde Disneyland zinciri büyümeye devam etti. Şimdilerde Florida ve Kaliforniya’da bulunan iki Disneyland, dünyanın en pahalı tema parkları arasında yer alıyor.
Hayatın getirdiği zorluklar karşısında yılmadan, yorulmadan mücadele eden, hayal ettiklerinden her ne pahasına olursa olsun vazgeçmeyen Walt Disney zoru başardı. Çizgi film dünyasına adını altın harflerle yazdırdı. 65 yaşında akciğer kanseri sebebiyle hayatını kaybettikten sonra ardında medya devi bir şirket bıraktı. Bunun yanında oteller, su parkları, büyük stüdyolar, plak firmaları ve televizyon kanalları olmak üzere birçok eserde adının yaşanmasını sağladı. 48 kez Oscar’a, 7 kez Emmy ödüllerine aday gösterildi.
Walt Disney Productions bugün 30 milyar dolarlık yıllık gelire sahip. Walt Disney Company, American Broadcasting Company (ABC) ve Entertainment and Sports Programming Network (ESPN) gibi kuruluşları da bünyesine katıp Kaliforniya merkezli çalışan devasa bir medya şirketi haline geldi. 1995 yılında ise Fox televizyonunu şirketine dahil etti.
Çizgi dünyasının babası Walt Disney’in hayatını, hayallerimizin peşinden gitmemizi ve asla pes etmememiz gerektiğini gösteren çok güzel bir örnek olarak alabiliriz.
Betül ALAN