Üniversite ve Kaygı
Üniversiteye yeni başlayanlar, bu üniversite ve kaygı yazım sizler için!
Merhaba arkadaşım,
Yeni bir yol, yeni bir başlangıç, yeni bir hayat kollarını açmış ve dört gözle gelmeni bekliyor. Elbette başlarda korkacaksın, kaygılanacaksın, huzursuz olacaksın. Ama bu yol bir okyanus; hem çetin fırtınaları olacak hem eşsiz manzaralarıyla seni büyüleyecek. Belki en güvendiğin kişilerden darbeler alacaksın, belki sabahlara kadar finallerle uğraşacaksın ama bil ki hayatının en unutulmayan anlarını da burada yaşayacaksın. Önemli dostluklar kuracaksın, kariyerin için ilk adımları burada atacaksın. Büyüyeceksin bu yolda, yeni deneyimler kazanacaksın.
KAYGI
Hayatınızın bir dönüm noktası olan üniversitede kaygılanmanız hayli normal. Üniversite ve kaygı… Dahası karşımıza sınav kaygısı, gelecek kaygısı gibi bizleri buralardan alıp derin kaygı denizinde boğan dalgalarımız da var, biliyorsun. Anlaşılan kaygılarımız hiç bitmeyecek. Gelin öncelikle bu kaygının belirtilerinden başlayalım;
“Yapamayacağım, rezil olacağım, beni yargılayacaklar, sevmeyecekler” gibi felaket düşünceleri, davranışlarını aşırı kontrol etme, odaklanmada güçlük gibi zihinsel belirtiler; nefes alıp vermede hızlanma, kaslarda gerginlik, terleme, soğuk ve nemli eller, baş dönmesi gibi fizyolojik belirtiler; korku, endişe, gerginlik, sinirlilik gibi duygusal belirtiler; okula gitmeme, derslerden kaçma gibi davranışsal belirtiler gözlenebilir.
DÜŞÜNCE DEĞİŞİMİ
Belirtileri gözden geçirdiysek şimdi yapmamız gereken şey bunları azaltmaya çalışmak. Düşüncelerine, inançlarına ve kendine neler söylediğine dikkat etmelisin. Bazen insan kendine karşı çok acımasız olur ve bulabildiği en gerçek dışı şeyleri kendine söyler. Peki bu durumda ne yapılmalı? Olumsuz olan düşüncelerini gerçekçi düşüncelerinle değiştir. Mesela yaşadığın herhangi bir olayda aklına gelen “yetersiz biriyim” düşüncesi yerine “yaşadığım olay benim değerimi belirlemez, bu zamana kadar birçok olayın üstesinden başarıyla geldim” düşüncesini kendine hatırlat. Yaptığın bir hata dünyanın sonu değil, bunu düşün. Bazen de temel inançlarımız başkalarının bizi nasıl gördüğüyle ilgili tahminlerimizle ortaya çıkar. Başkalarının yetersiz biri olduğunu düşündüğünü varsayarsan kendini yetersiz biri olarak görürsün. Bu yüzden başkalarının senin hakkında olumsuz düşündüğü fikrini aklından çıkar.
VÜCUDUN SESİ
Fizyolojik belirtilerine dikkat et, onları dinle. Ne zaman karnına ağrılar girerse, nefes alıp verişin hızlanırsa veya yukarıda saydığım herhangi bir fizyolojik belirtin ortaya çıkarsa nefes alıp vermeye başla. “Bunda ne var canım, yaparız” deme! Doğru nefes alma tekniklerini öğren, diyaframdan nefes alıp vermek kaslarını gevşetecek ve kaygını azaltacaktır. Ayrıca gevşeme egzersizleri yapmak bedenine iyi gelecek ve gerginliğini atmada yardımcı olacaktır.
Kaygılandığında ortaya çıkan belirtileri tanımak, onları anlamanı ve kabul etmeni sağlar. Böylece belirtileri bastırmayı veya savaşmayı değil onlarla uyum içinde yaşamayı öğrenirsin.
Son olarak sevgili arkadaşım, kaygı seni harekete geçiren bir güç olmalıdır. Bu gücü kullanmayı öğrenmektir asıl mesele. Kaygıyı doğal karşılamak yerine, olmaması gereken bir duygu gibi yorumlarsan bu kaygı büyür, büyür, büyür ve ne kadar bastırırsan o kadar dev bir dalgaya dönüşür. Önemli olan ise bu dalgada boğulmak yerine güzel bir sörf yapmaktır.
Öneri: En Acımasız Ses – Zeynep Selvili Çarmıklı
Bahar Koçak
Yazarımızın Diğer Yazıları İçin:
Aşk, Umut ve Doğa: Bahar Psikolojisi
10 İlginç Psikolojik Rahatsızlık
Karantinada Olumsuz Duygularla Baş Etme Yolları