Rap Müziğin Ardındakiler: Çağıl Nuhut ile Röportaj
Son zamanlarda müzik listelerinde ilk sıralardan inmeyen, eskiye göre çok daha popüler olan Rap müzik, kendi içerisinde bir dalı olan Trap sayesinde belki de bu kadar yaygın hale geldi ve her yaştan dinleyiciye ulaştı. Biz bu konuyu “Rap Müziğin Ardındakiler” başlığı altında uzun zamandır bu sektörde olan ve bu müziğin prodüktörlüğünü Çağıl Nuhut ile konuştuk. Film, dizi, reklam müzikleriyle tanıdığımız, bir çok müziğe mix mastering mühendisliği yapmış olan Çağıl Nuhut, Rap’in geçirmiş olduğu evrelere tanıklık etmiş olmanın tecrübesiyle bize geçmişi ve şimdiyi değerlendirdi. Kendisi Dama olarak Rap müzik alanında çalışmalarına devam etmektedir.
Kendinizden bahseder misiniz?
Samsun’da doğup büyüdüm. 2001 – 2002 yıllarında hiphop tutkum break dance ile başladı. Uzun süre b-boy’luk yaptım. Aynı yıllarda yazmaya başladım. Kafamda yeni yeni kapılar açılmıştı. Heyecanlıydım. Dönemin zorluğu kaynaklara erişimdi. Her yaz Almanya’dan arkadaşlarımız gelsin ve bize dans video kasetleri ya da rap kasetleri getirsin diye beklerdik. İlk raplerimi yabancılardan dinledim -hala aynı şekilde bu arada-. 2008’de üniversite için Eskişehir’e gittim. Fizik bölümü mezunuyum, bir yandan fotoğraf ve kamera bölümünü bitirdim. O dönemler işte rapin güzel yılları iyi ki yaşamışım dediğim dönem. 2013 gibi İstanbul’a taşındım ses mühendisliği yüksek lisansımı tamamladım. Bir süre akademik konumlarda bulundum. Sonrasında müzik işinde kalmaya karar verdim. Film, dizi, reklam müzikleri ve birçok mc’nin albümünde gerek mix ve mastering mühendisi gerek prodüktör olarak kendi stüdyomda hala çalışmaya devam etmekteyim. Dama olarak her işimi kendim hallediyorum tabii.
Yaptığınız şarkıların beat’lerini kendiniz yapıyorsunuz, bu ne kadar zamanınızı alıyor ve beat yaparken nelere dikkat ediyorsunuz?
Bu aslında çok değişken bir durum. Kafamda tüm partisyonları, enstrümanları ve besteyi belirlersem en fazla 2 ya da 3 saatimi alıyor (Mix ve Mastering dahil). Bazen kendimi kullandığım programa bırakıyorum hadi bana bir şeyler yaptır diyorum. Bazen sadece pata küte girdiğim de oluyor bunlara ısınma beat’i diyorum (gülüyor). Sample kullanma konusunda çok iyi değilim beni çok çaresiz bırakıyor fakat kendi sample’ımı oluşturma konusunda iyiyimdir. Günde tam bitmiş 6 beat’e çıktığım da oldu uzun süre hiçbir şey yapamadığım da. Son dönemlerde track için seçtiğim her bileşenin kaliteli tınlamasına özen gösteriyorum.” Mix’te toparlar”a iş bırakmamak için güzel bir yöntem.
Şu an Rap müziğinin popüler olmasıyla bu alanda çok fazla parça ve yeni yüzler tanıyoruz. Eskişehir’de bulunduğunuz dönemde yaptığınız iş ve müzikten dolayı popüler miydiniz?
2000’lerin başında Samsun’da başladı macera. Epey parça yaptık ama nasıl amatör (gülüyor). 2008 sonrası Eskişehir’de yaşadığım yıllarda mc olarak sadece diğer mc’ler arasında bilinirliğim vardı. O dönemin hatrı sayılır birçok albümünde –ki sayısı küçümsenemez- gerek beat gerek bilgim sınırında mix olarak katkım vardı. Çok parça yapardım ama pek yayınlamazdım kendi aramızda dinler yorumlardık. Kalemim fena değil derecesinin biraz üzerinde, mc’liğim biraz kötüydü açıkçası. Çünkü işin prodüksiyon kısmına kafayı takmış durumdaydım. Dizi ve film müzikleri üzerine sürekli çalışmalar yapıyordum. Televizyon ve internetimin olmadığı, tek yaşadığım 1 yıllık bir süreçte, orkestrasyon nedir, partiler nasıl yazılır, işin ruhu nasıl verilir kısımlarında ciddi yol kat etmiş, müzikal becerimi rapte nasıl kullanırım kısımlarına taşırmıştım. Devamında Eskişehir’e sığamadım ve İstanbul’a taşındım.
Rap müzikle ilgilenmeye başladığınızdaki Rap müzik piyasasıyla şu anki piyasayı karşılaştıracak olursanız neler farklı ve bu farkın sebebini neye bağlıyorsunuz?
Bir kere kesinlikle ruh olmadığını, kalitesiz içerikler olduğunu düşünüyorum. Şarkı hiç değişmiyor hep aynı şarkıyı dinliyormuşsunuz gibi, çok tuhaf. Müziklerin güzelliği tartışılır –ki bence çoğu güzel- ama sözler tartışmasız kötü. Yıllardır eleştirdiğimiz pop müzikle aynı şey. Ruh yok ruh.
Türkiye’de yaptığı parçalarla sizi etkileyen 3 mc sayar mısınız?
Kesinlikle ilk sıraya Sagopa Kajmer’i koyarım çünkü aynı toprakta büyüdük, aynı ortamda farklı yıllarda bulunduk. Henüz her şeye erişim bu kadar mümkün değilken o yıllarda tabii ki en yakınındaki kaynağa başvurman normal. Sonrasına Ceza ve Allame’yi koyarım.
Türkçe Rap tarihinin size göre en iyi şarkısı hangisi?
Tartışmasız “Neyim var ki”.
Avlu, Tek Yürek dizisine benzer birkaç programa daha şarkı yaptınız sanırım, şarkı sözlerini yazarken nelerden ilham alırsınız, yaşadığınız olaylar yazmış olduğunuz sözleri ne denli etkiliyor?
Direkt etkiliyor. Aslında bu iki örnek çok güzel olmuş çünkü bunlar o diziye özel yapılan şarkılardı. Avlu dizisine ait “Sinir Harbi” parçasını elinde büyüdüğüm babaannemi kaybettiğimdeki duygu durumunda, Tek Yürek’ten önce aslında Adı Efsane’de çalan “İşaret” şarkısını da hayatımın savaş döneminde tasvirlediğimi söyleyebilirim. Herkesin hayatında kanlı bir dönem vardır. Benim için o dönem de bu şarkılara denk geliyor ama bu demek değil ki tüm şarkıları deneyimlerinden oluşturabilirsin. Beslenmek ve bunu tasvirlemek sanatçının yaratıcılığına kalıyor bir nevi. Bunların dışında dizi, film ve reklamları da katarsak ana akım ve dijitalde 10’dan fazla işte bulunma fırsatım oldu. Bu fırsatı veren rahmetli üstadım Alpay Göltekin’dir. (Mekanı cennet olsun)
Rap müziğin en özlediğiniz ve en verimli yıllarıydı diye nitelendirebileceğiniz yılları var mı?
Herkesin belli konularda olgunlaştığı ve şekillendiği yaşlar var. Rap müzik çerçevesinde konu benim için 2002-2012 yıllarında sınırlanıyor. Rap’in felsefesini taşıyan zihinlerin, başkaldırı ve sorgulama alt başlıklarında, korkusuzca ve çıkar gütmeksizin kaleme aldığı ve bu düşüncelerini, tabir-i caizse öfkesini, mikrofona yansıttığı en enerjik en bomba yıllar. Bu düşüncem eğlenceli, kafiye ya da stil şarkılarını saymıyorum anlamına gelmesin tabii.
Rap müzik evriliyor mu ve bundan sonraki aşama sizce nasıl olacak?
İnanın hiçbir fikrim yok. Yakalamaya çalışırım belki.
Rap yapmak isteyen ancak yolun başında olan genç mc’lere bir öneride bulunmak isteseniz bu ne olurdu?
Moda olduğu için yapmasınlar (gülüyor). Mc’ler için önerim şöyle olur: Sürekli yazın, her gün yazın, her şeyi yazın çünkü öncelikli işiniz yazmak. Anlatmak istediğiniz konuyu dağıtmamaya, bol kafiye kullanmaya özen gösterin. Stil konusu göreceli.
Son olarak Fikir ile Gelecek ismi size ne çağrıştırıyor?
Umut dolu gelecek gibi tınlıyor. Düşünen, sorgulayan, gözleri parıldayan gençler canlandı gözümde. Beni umutlandırıyor. Teşekkürler, “Fikir ile Gelecek”.