Okumadığınız İçin Pişman Olacağınız 5 Kitap
#EvdeKal çağrısıyla günlerdir evlerimizdeyiz. Fikir ile Gelecek ailesi olarak bizde bu zor günleri evimizde kitap okuyarak daha verimli atlatabileceğimize inanıyoruz. Elinizde içeceğinizle keyifle okuyabileceğiniz bir kitap listesi hazırladık. Buyurun kitap listemize birlikte bakalım.
1) ŞEKER PORTAKALI – JOSE MAURO DE VASCONCELOS
“Bilesin ki kalbimiz kocaman olduğu sürece sevdiğimiz her şey içine sığar.“
Şeker Portakalı, Brezilyalı yazar José Mauro De Vasconcelos‘un 1968 tarihli romanıdır. Brezilya’nın Minas Gerais bölgesinde yaşayan fakir bir ailenin beş yaşındaki oğlu olan hayal gücü çok gelişmiş ve bir o kadar da yaramaz Zeze’nin maruz kaldığı psikolojik ve fiziksel şiddete değinir. Yaşadığı acımasız dünyaya rağmen birçok haksızlığa uğrayan Zeze’nin hayal dünyası onu çok farklı yerlere götürür, farklı insanlarla tanıştırır. Kitap, Zeze’nin dünyasında kalbinin aynı attığı oyun arkadaşı Portuga ile olan ilişkisini konu alır.
+“Önemi yok, onu öldüreceğim!”
-“Ne diyorsun sen, küçük; babanı mı öldüreceksin?”
+“Evet, yapacağım bunu. Başladım bile. Öldürmek, Buck Jones’un tabancasını alıp güm diye patlatmak değil! Hayır. Onu yüreğimde öldüreceğim, artık sevmeyerek… Ve bir gün büsbütün
ölecek.”
2) BÜLBÜLÜ ÖLDÜRMEK – HARPER LEE
“İstediğin kadar saksağanı vur vurabilirsen ama unutma, bülbülü öld.ürmek günahtır.”
Bülbülü Öldürmek, 1960’da Pulitzer ödülü almıştır. Siyahi bir insanın toplum tarafından uğradığı haksızlıklar, Atticus Finch isimli bir avukatın adaletsizliklere karşı verdiği mücadeleden ve direnişten oluşuyor. Olaylar Scout adlı küçük bir kızın bakış açısıyla anlatılıyor. Böylece hem çocukluğun masum dünyasını hem de aile ilişkilerinin ve toplumsal yaşantının görüşlerimizi nasıl şekillendirdiğini görüyoruz.
3) AZ – HAKAN GÜNDAY
“Seni az tanıyorum… Az… Sen de fark ettin mi? Az dediğin küçük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece 2 harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış on binlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var.”
Az, Hakan Günday’ın 2015 tarihinde yazdığı romandır. Kitabın karakterleri Derda ve Derdâ’ nın hayat hikâyelerini anlatır. Hayır, yanlış yazmadık isimlerdeki tek fark “â” harfinin üstündeki şapka. Derdâ kız, Derda ise erkek. Derdâ çocuk gelin olarak başladığı hikâyesine birçok acı katarak sürüklenmiştir. Derda ise İstanbul’da fakir bir ailede doğup annesini öldürmek zorunda kalarak başladığı hikâyesi birçok zorluk ve saklanmayla devam etmiştir. Bu acılı hayatlar şaşırtıcı bir şekilde bir araya gelir. Bir solukta okuyacağınız bu kitap heyecanınızı diri tutacak.
4) SERENAD – ZÜLFÜ LİVANELİ
“Hem Müslüman, hem Yahudi, hem Katolik’tim. Yani insandım.”
İkinci Dünya Savaşı öncesi ve savaş yıllarında Almanya’daki Nazi rejimi yüzünden Türkiye’ye gelen profesörlerden Maximilian Wagner’in yıllar sonra tekrar İstanbul’a gelmesi ve burada üniversite çalışanı Maya Duran ile tanışmasıyla başlıyor. Kitapta geçen Struma vakası gerçekte yaşanmış olup Livaneli’nin aşkı kusursuz şekilde uyarlamasıyla ortaya çıkan nadide eserlerdendir. Serenad, sade ve anlaşılır anlatımının yanı sıra özellikle yakın tarihimizde yaşanan ve tüm dünyaya acılar yaşatan savaşa yer verdiğinden kesinlikle okumaya değer.
5) KUYUCAKLI YUSUF – SABAHATTİN ALİ
“Bir çocuğun ölümünü görmektense, dünyaya geliş biletimi iade etmek isterim.“
1937’de yayınlanan Sabahattin Ali’nin bu romanı, Türk edebiyatında öncü bir role sahiptir.Yusuf Kuyucak köyünde Dünya’ya gelmiştir. Ailesini bir baskında kaybetmiştir. İyi yürekli kaymakam Yusuf’u evlat edinmiştir. Ama Yusuf gönlünü kaymakamın kızı olan Muazzeze kaptırmıştır. Roman, evde geçen olayları ve o yıllardaki Türkiye’nin problemlerini ele aldığı için edebiyatımızda önemli yer alır.
KÜBRA ALTINBAY
Diğer blog yazılarımıza göz atmayı unutmayın!