İçinde Bulunduğun Durumu Terk Et: Konfor Alanı
Konfor alanı bireyin alışageldiği düzeni koruyarak, risk almaktan kaçındığı, aslında kendisini güvende hissettiği, etrafı görünmez duvarlarla çevrelediği bir alandır. Konfor alanınız içinde risk almak, farklı şeyler denemek rahatsız edici olabilir. Bu alanın içerisinde durmamızın en önemli sebebi beynimizdir.
Beynin ana görevi düşünmekten ziyade sizi hayatta tutmayı sağlamaktır. Beynimiz bize devamlı olarak bu konfor alanını sağlamaya uğraşır. Aslında buna bir içgüdü demekte yanlış olmaz diye düşünüyorum. Bir yaya yolunda yürüdüğünüzü hayal edin. Karşıdan size doğru oldukça hızlı bir araç geliyor. Bu durumda durup sağa mı kaçsam yoksa sola mı kaçsam diye düşünmezsiniz. Sadece kaçmaya çalışırsınız. Hayatımızda her düşündüğümüz karar bu kadar ani olmuyor, haklısınız ama genel olarak özel bir çaba göstermediğimiz sürece istemsiz olarak konfor alanımızda kalacağımız şekilde kararlar alıyoruz. Bunu değiştirmenin bir yolu da her gün rutin olarak yaptığımız ya da alışageldiğimiz döngüde neleri farklı yapabileceğimizi düşünmektir.
Özetle, ortalama bir başarı ve eforla, maddi veya manevi olarak belli bir yaşam standardı yakaladığımız ve bu alanın dışına çıkmak için çaba göstermeyişimizin rutinleştiği alanlar diyerek tanımlayabiliriz.
Gerçekten bilinçli ve bir amaç doğrultusunda hayatını sürdüren bireyler konfor alanı tuzağını fark ederek yapılması gerekenleri uygulama yoluna giderler. Peki siz kendi konfor alanınızın dışına çıkmayı düşünüyor musunuz?
Çoğu kişi konfor alanında olmadığını savunur. Çok sevdiğiniz için genelde aynı tür müzikleri dinlemeniz, aynı kuaförlerde aynı model kesimleri istemeniz, belirli renkleri hayatınızda tercih etmeniz, aynı koltuk ya da sıraya oturmanız gibi eylemler bize konfor alanında olduğumuzu gösterebilir.
Konfor alanı sadece fiziksel bir alan değildir. Bir şehir, yapıyor olduğumuz iş, ev, belirli bir rota olabileceği gibi inançlarımız, kökenlerimiz de olabilir. Aslında konfor alanı bir nevi bahanelerimizdir. Arkasına saklandığımız, kendimize söyleyemediğimiz gerçekleri kamufle etmek için kullandığımız bir duvardır. Konfor alanının içerisine hapsolan kişi hep aynı yoldan aynı eylemleri gerçekleştirip aynı sonuçları aldığı için hayatını yaşamak için idame ettirir. Ayrıca ön yargılarımızda bu alan içerisinde olmamızın sebeplerinden biri olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Örneğin ürününü sevmediğiniz bir markadan yeni bir ürün almayı reddedebilirsiniz ya da çok sevdiğiniz bir ürünün markasında tutucu olarak her adımınızda seçimlerinizi o markadan yöne kullanabilirsiniz. Her iki açıdan da uç sınırlar sizi konfor alanınızla başbaşa bırakır.
Konfor alanı sadece hayatınızdaki monotonluğu fark edene kadar kendisini iyi gösterir. Bir raddeden sonra katlanılmaz bile olabilir. Sizi oldukça kısıtlar.
Konfor alanından ayrılan insan öğrenme alanına adım atmış olabilir. Deneyimlediğiniz olaylar artar. Bakış açınız genişler. Kendinizi daha özgür ve cesur hissedersiniz.
“Çoğumuz için en büyük tehlike, hedefi yukarı çekip ulaşamamakta değil, çok aşağılarda tutup ulaşmaktadır.” Michelangelo
FURKAN SAZLI
Diğer blog yazılarımıza göz atmayı unutmayın!