We Will Rock You: Aids, Freddie Mercury ve Ötesi

Sahnedeki duruşu ve şovu ile pek çok kişi tarafından hâlâ dünyanın en güçlü vokali olarak anılan sesi olan ve Queen’i, insanlık tarihinin en çok tanınan müzik gruplarından biri haline getirmesi ile tanınan, Queen grubunun kurucusu ve vokalisti Freddie Mercury’nin gerçek adının Farrokh Bulsara olduğunu biliyor muydunuz? Show Must Go On, Bohemian Rapsody ve We Will Rock You gibi müzik tarihine damga vuran şarkıların arkasındaki isim olan, AIDS nedeniyle vefat eden Freddie Mercury hakkında bilgi sahibi olmak ve hayatından ilham almak için Freddie’yi mercek altına alıp incelemeye ne dersiniz?
Başlamadan önce okurken arka planda dinlemek için bir Queen şarkısı açmayı unutmayınız.
Rock Tanrısı Olmadan Önce
Farrokh Bulsara, 5 Eylül 1946’da o zamanlar İngiliz sömürgesi olan Zanzibar’da doğdu. Zanzibar ise Afrika’nın doğusunda bulunan ve şu an Tanzanya olarak bilinen ülkedir. Ailesi köken olarak Hindistan’ın Gücerat şehrindendi ve Zerdüşttü. Kendisinin Kashmira adında bir kız kardeşi vardır. Çocukluğunun büyük kısmını Hindistan’da büyükannesi ve teyzesi ile geçirdi. Küçükken de müzikle içli dışlı olan Mercury piyano öğrendi ve ilk grubu olan The Hectics’e katıldı. Hayatı 17 yaşında iken Birleşik Krallığa taşınmasıyla birlikte bir daha asla eskisi gibi olmayacak şekilde değişecek ve “Rock Tanrısı” adına layık görülecekti. Ealing Art College’da Sanat ve Grafik Tasarım alanında diploma aldı ve bu sayede Queen’in logosunu tasarladı.
Meşhur logoda Aslanlar, John Deacon ve Roger Taylor’u; yengeç, Brian May’i ve melek kanatları da Freddie Mercury’i temsil ediyor. Anka kuşu da tüm grup üyelerini koruyor.
Mr.Fahrenheit ve Queen’nin Kuruluşu
Rock müziğin en büyük vokalistlerinden biri olan Mercury hiç vokal eğitimi almamasına rağmen normal konuşma sesi Bariton ve şarkı sesi Tenor olan eşsiz bir sese sahipti. Kaydedilmiş vokal aralığı yaklaşık dört oktavdı. Opera ile rock müziği harmanlayarak yeni bir müzik anlayışıyla dünyayı kasıp kavuran Mercury, ilk başta Queen grubunda değildi, buna rağmen Queen ve Freddie Mercury eş anlamlı sözcükler gibidir. Filme göre o zamanlar adı Smile olan Queen bir konser çıkışı tanışmaktadır fakat gerçekte grup üyeleri birbirlerini sanat okulundan tanımakta ve Mercury gruba girmeyi çok istese de John, Roger ve Brian onu kabul etmemektedir ama o sırada gruptan biri ayrılır ve yerine yeni birisi aranmaya başlanır. Grup hala Mercury’i istememektedir, ta ki büyülü sesini duyana kadar bu inanılmaz sesi duyduktan sonra çalışmalara başladılar ve Queen resmi olarak kurulmuş oldu.
Yerel Kafelerden Dünyaya
Yatak başlığı olarak piyano kullanan Freddie, aklına gelen şarkıları hemen o an yazmaya başlardı. Çok az müzik bilgisi olduğunu söylemesine karşın Greatest Hits albümünde 10 şarkıda yazarlığı ve 60 farklı akor içeren şarkıları bulunmaktadır. Queen’in toplamda 18 albümü, 18 single’ı ve 8 DVD’si 1 numaraya yükselmiş ve bu sayede en çok satan gruplar arasındaki yerini almıştır. Queen albümleri tüm dünyada 300 milyondan fazla satmıştır. Zamanla tam bir konser grubu olmuş ve dünyanın her yerinde ismini duyurmayı başaran bir rock grubu haline gelmişlerdir. Öyle ki Greatest Hits albümü o dönemlerde yabancı rock albümlerinin satışının yasak olduğu İran’da özel bir izinle satışına izin verilen ilk rock albümüdür. Ayrıca Queen, İngiltere’de konser verdikleri gün ülke geneli resmi tatil ilan edilen tek grup olma özelliğine sahiptir.
Queen ile yaptıkları çalışmalara ilaveten Mercury iki tane de solo albüm çıkarmıştır:
“Mr. Bad Guy” (1985) ve “Barcelona” (1988). İlki daha çok pop ağırlıklı olup disko ve dans müziği tarzındadır. Müzik eleştirmeni David Prato, Mr. Bad Guy’ı “baştan sona seçkin” olarak nitelendirmiş ve Mercury’nin “bilinmeyen bir bölgeye uzanarak saygın bir iş yaptığını” söylemiştir. Barcelona, opera şarkıcısı Montserrat Caballé ile kaydedilmiş olup pop müzik ile operanın elementlerini içermektedir. Caballé, albümün, kendi kariyerindeki en büyük başarılarından biri olduğunu söylemiş ve Mercury için düşüncelerini şöyle ifade etmiştir:
“O sadece bir pop şarkıcısı değil, bir müzisyendi, piyanonun başına geçer ve beste yapmaya başlardı. Farklı müzik stillerini bir araya getirmenin yeni bir yolunu keşfetmişti. O, bu işi yapan ilk ve tek kişidir”
Mr.Bad Guy ve AIDS
Mercury’ye 1987 ilkbaharında AIDS teşhisi kondu. AIDS, Acquired Immune Deficiency Syndrome’un (Kazanılmış Bağışıklık Yetersizliği Sendromu) kısaltmasıdır. HIV virüsünün neden olduğu AIDS, bağışıklık sisteminin enfeksiyonlara ve kanserlere karşı savunmasız olduğu bir hastalıktır. Bu nedenle hasta daha kolay hastalanır ve hayatı tehlike altındadır.
Mercury, ilk olarak iddiaları yalanladı ve testlerin negatif oluğunu söyledi fakat dedikodular durmadı. Bunun üzerine 22 Kasım 1991’de Mercury, Queen’in menajeri Jim Beach’i Kensington’daki evine çağırdı ve bir basın açıklaması hazırladı ertesi gün, aşağıdaki açıklama basına verildi:
“Son iki hafta boyunca basında yapılan yoğun varsayımlar üzerine, testlerimin HIV pozitif çıktığını ve AIDS taşıdığımı onaylıyorum. Bu bilgiyi bugüne dek gizli tutmamın, yanımdakilerin mahremiyetini korumak adına doğru olacağını düşünmüştüm. Fakat artık, dostlarımın ve dünya çapındaki hayranlarımın gerçeği bilme vakti gelmiştir ve umarım herkes bu korkunç hastalıkla mücadelede doktorlarıma katılacaktır. Mahremiyetim benim için her zaman önemli olmuştur ve fazla röportaj vermememle ünlüyümdür. Bu tutumum bundan sonra da böyle devam edecektir, lütfen anlayışla karşılayın.”
Freddie, hastalığına rağmen hiç durmadan çalışıyordu. Brian May bu meseleyle ilgili şöyle diyor: “Yerinden kalkamayacak kadar halsiz olduğu zamanlarda kendi bir votka koyar ve ‘Kan revan içinde kalana kadar şarkı söyleceğim’ derdi.” Ayrıca AİDS hakkında destek kampanya ve konserlerinde bulunmuş halkı aydınlatmıştır. Bunların en bilineni 13 Temmuz 1985 Cumartesi günü gerçekleşen “Live Aid” konseridir. Eş zamanlı olarak, 72.000 kişinin katıldığı, Londra’daki Wembley Stadyumu’nda ve yaklaşık 100.000 kişinin katıldığı
John F. Kennedy Stadyumu’nda gerçekleştirilmiştir ve 150 ülke genelinde yaklaşık 1,9 milyar seyirci, yani dünya nüfusunun yaklaşık %40’ı, Live Aid canlı yayınını izlemiştir.
Bir Efsaneye Veda
Freddie Mercury, basın açıklamasından 24 saat kadar sonra, evinde; yakın arkadaşlarının kollarında, 45 yaşında öldü. Resmi ölüm nedeni, AIDS’ten dolayı yakalandığı Bronşiyal Pnomöni idi. Yıllardır dinsel törenlere katılmamasına rağmen, cenaze töreni Zerdüşt bir rahip tarafından yönetildi. Kensal Green mezarlığında yakıldı. Küllerine ne olduğu bilinmemekle birlikte Cenevre Gölü’ne serpildiği, ailesine verildiği gibi çeşitli rivayetler vardır. Fakat Mary Austin bunların yalan olduğunu; onun mezar yerini kimsenin bilmeyeceğini söylemiştir.
Queen’in davulcusu Roger Taylor, 1992 Brit Awards töreninde Freddie Mercury anısına dünya genelinde bir dizi konser yapılacağını ve gelirin AIDS ile mücadele eden vakıflara bağışlanacağını söyledi. Daha sonra grup üyeleri tarafından AIDS hakkında toplumsal duyarlılık yaratmak amacıyla “Mercury Phoenix Trust” adında bir vakıf kurulmuştur.
Günümüzde hala efsaneler arasında yer alan Freddie Mercury’nin Afrika Zanzibar’dan tüm dünyaya yayılan ilham ve cesaret dolu başarı hikayesini yakından inceledik. Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere.
Celile AYDOĞDU
Yazarımızın Diğer Yazıları:
Ünlü Tablolar ve İlginç Hikayeleri
Moda Tutkunlarını Ekran Başına Hapsedecek 10 Moda Programı