İçimizden Kahramanlar: Turgay Tanülkü

Kötülük, yeryüzünde iyilik var olduğu sürece hep var olan ve olacak olan bir olgudur. Kötü insanlar, kötü toplumlar kötü hükümdarlar ve kötü zamanlar hep var olmuştur. Peki kötülük karşısında bizler ne yaptık? Kötülük toplumunun içine karışıp kaybolup gittik mi yoksa? İçimizden Kahramanlar: Turgay Tanülkü
”Kahraman” kelimesini görünce hepimizin aklına olağanüstü güçleri olan süper kahramanlar geliyor değil mi? Çünkü sıradan insanların değiştirmeye güçleri yetmez. Sizlere bunun aksini göstermek için bazı kahramanları tanıtacağız. Bizim kahramanlarımızın özel güçleri yok ancak kötülüğü yenebilecek fikirleri var. Onlar bencilce bir yaklaşımı reddederek geride kalanlar için mücadele etmiş daha yaşanabilir bir toplum ve gelecek için fikirler üretmiş insanlar. Bu yazımızda kahramanlarımızdan yalnızca ilkini tanıyacağız Turgay Tanülkü.

TURGAY TANÜLKÜ
1953 yılında Uşak’ta doğmuş. 1970 yılında Ankara Devlet Konservatuarı öğrencisiyken cezaevine girmiştir. Tiyatroya tutkusu nedeniyle okulundan kopamayan sanatçımız gardiyanlar eşliğinde gidip gelmiştir okuluna ve 1976 yılında mezun olmuştur. Sabahları derslerine giden, akşamları ise cezaevindeki koğuşuna giden Turgay Tanükü, akşamları nerede olduğunu merak eden arkadaşlarına; “Geziyorum” cevabını vermiştir yıllarca. 1977 yılında cezaevinden çıkan sanatçımızın içerde yaşadıkları ise çok daha zordur. Görmüş olduğu işkenceler sebebi ile 19 yaşında, çocuğunun olamayacağını öğrenen sanatçımız çocukları olmadığı için eşinden defalarca özür dileyecektir.
Karşısına çıkan tüm kötü insanlara ve yaşamış olduğu tüm kötü olaylara rağmen “iyi” şeyler yapabilmek için cezaevlerine geri dönecektir sanatçımız. Fakat bu kez mahkum olarak değil, bir tiyatro oyuncusu olarak. 1981 yılında cezaevlerinde gönüllü olarak tiyatro yapmaya başlayan Turgay Tanülkü oyunlarında mahkumları ve bazen mahkumların çocuklarını oynatıyor. İşkenceler sebebiyle çocukları olmadığını söyledik fakat mahkumların bakamadıkları çocuklarına sahip çıkmış sanatçımızın aslında herkesten fazla çocuğu vardır. Sahip çıktığı onlarca çocuktan bir çoğu ise üniversiteyi bitirmiş ve meslek sahibi olmuşlardır. Yaptığı iyiliklerin karşısında bir beklentisi olmayan Turgay Tanülkü, kendisine yardım etmek isteyenleri geri çevirip onların diğer yardıma ihtiyacı olan çocuklara yardım etmesini istemektedir.
Ülkede ki tüm cezaevlerinde sergilemek için yapmış olduğu “Son Kuşlar” isimli projesi içinse şöyle söylemiştir:
“Son Kuşlar projesi 1970’te benim kendi cezaevinde yattığım süreçte kafamda olan bir şeydi. Çünkü idamlar vardı. İdamlardan sonra darağacının olduğu yere kuşlar gelmemeye başlamıştı. Sait Faik’in Son Kuşlar öyküsünü okudum. Bir de kendi cezaevinde yaşadıklarımızla harmanlaşınca kimine göre bir oyun, bize göre ise yaşam, böyle bir etkinlik başladı. Bu bir sosyal proje. Ücretsiz oynuyoruz bütün cezaevlerinde. Burası 110’uncu cezaevi. Yaklaşık 80 bin mahkum seyretti daha önce bu oyunu. Buradaki T ve F tipi cezaevlerinin hepsinde oynuyoruz. Suç ayrımını yapmıyoruz. Gelen netice olarak bu ülkenin vatandaşı. Onlara ulaşmaya çalışıyoruz.”

Bir çoğumuzun televizyon dizilerinde ve filmlerde görmüş olduğu Turgay Tanülkü üretmeyi ve iyi olmayı tercih etmiş bunun için emek vermiş ve içimizden biridir. Son olarak Turgay Tanülkü’nün yapmış olduğu bir röportajda söylemiş olduğu şu cümlelerle yazımızı sonlandırıyoruz:
“Bir zeytin ağacı dikin yüreğinize, dallarına kuşları kondurun. Yapraklarınız rüzgarda uçuşurken hem sana hem dışardakilerine sevda, barış getirsin.”
İSMET LATİF
Diğer blog yazılarımıza göz atmayı unutmayın!