HYGGE: Samimi Bir Ortam Yaratma Sanatı
Hygge, telaffuzu dilden dile çok değişiyor olsa da önemli olan nasıl okunduğu değildir, Danca bir ifade olduğu için çoğu zaman başka bir dile tercüme edilemeyeceğini düşünürler. Ama önemli olan onu tercüme etmek ya da telaffuz etmek değil, onu hissetmektir.
Hygge, Danimarkalılara özgü bir kavramdır, şu an tüm İskandinav ülkelerinin yaşam felsefesi olarak görülür. İskandinav ülkelerinin, dünyanın en samimi insanları olarak görülmesinin sebebi hygge olabilir mi?
Samimi bir ortam, ruhsal rahatlık, huzur veren şeylerin varlığından zevk alma, loş bir ışık eşliğinde arkadaşlarınla sohbet etmek, ailenizle güzel bir yemek yemek, sıcacık çoraplarınızı giyip karın yağışını izlemek…Bu ve bu gibi insana ruhsal huzur veren her şeye hygge denebilir. Eşyalardan ziyade, insanlarla, bulunduğunuz ortamla ilgili bir durumdur. İlla bir arkadaşınızla da birlikte olmanız gerekmez üstelik. Bazen kendi başınıza içtiğiniz bir fincan güzel bir kahve veya çay ile de hygge’yı hissedebilirsiniz.
Hygge, İngilizceye cosiness (samimiyet, rahatlık, huzur) olarak çevrilirken birçok anlam kaybına uğruyor ama dünyadaki birçok dilde hygge’ya daha yakın kavramlar mevcut. Mesela Norveçliler “Bizim için ideal olan her şey koselig olmalı” diyorlar. Koselig sıcaklık, samimiyet ve birlikte olma hissine verilen bir isimdir. Kanadalılar ise, dünyayı dışarıda bırakma durumunu tanımlamak için “hominess” kavramını kullanırlar. Bu kelime, ev benzeri veya ev hissini yansıtan, evde olma güvenini veren durumlarda kullanılır.
İskandinav ülkeleri hygge kavramını hayatlarının her yerinde bulunduruyorlar. Işıklandırma, giyim, yemek gibi hayatlarının birçok alanında hygge’yı önde tutuyorlar. Danimarka’da yapılan bir araştırmaya göre insanların %28’i her gün mum yakıyor, %23 ise haftada 5-6 gün yakıyormuş.
Hygge ortamını yakalamak için çok para gerekmez, aksine hygge zaten gösterişsiz ve yavaş olan bir şeydir. Hayattaki basit zevklerin kıymetini bilmek ve kısıtlı bir bütçe ile keyifli şeyler yapmaktır, huzuru tercih etmektir.
Pahalı Olmayan Bazı Hygge Etkinliklerine Örnekler:
1- Masa Oyunlarının Tadını Çıkartmak
Sayısız elektronik eğlence türlerinin olduğu bir teknoloji çağında yaşıyoruz, zamanımızı bunlarla öldürmek yerine arkadaşlarımızla ya da ailemizle oynadığımız bir kutu oyununda hygge’yı bulabiliriz.
2- Televizyon Gecesi
Evet, teknoloji çağında yaşıyoruz ve bunun getirilerini de bazen kullanmak gerek. Sevdiğiniz bir dizinin tüm sezonunu ya da bir filmi arkadaşlarınızla veya ailenizle birlikte, sevdiğiniz yiyeceklerle beraber, loş bir ışıkta izlemekten daha hygge olan hiçbir şey yoktur!
3- Ateş Yakmak
Evet, ateş kesinlikle hygge’nın bir parçasıdır. Ateş birliktelik anlamına gelir ve yandığı sürece etrafında toplanan insanların sohbet etmesine bile gerek kalmaz çünkü ateşin çıkarttığı o çıtırtı sesi yeterince huzurlu olur.
4- Takas Partisi
Uzun süredir hiç kullanmadığınız, kilerinizde öylesine duran bir eşyayı neden arkadaşlarınızla takas etmiyorsunuz? Kural çok basit. Davet ettiğiniz herkes, artık kullanmadığı ihtiyaç görmediği ama başkasının ihtiyacı olabilecek eşyaları getirir; böylece hem sosyal bir aktiviteye katılmış olursunuz, hem de ihtiyacınız olan eşyaları takas yoluyla almış olursunuz.
Bu ve bunun gibi birçok aklınıza gelebilecek şey, sizin hygge’yı hissetmenize yardımcı olacaktır. Hygge, günümüzde İskandinav ülkelerinden çıkmış ve artık giderek popülerleşen bir kavram haline gelmiştir. Hatta Londra’daki Monley Üniversitesi, öğrencilerine hygge dersi vermeye başlamıştır. Bu kavramın yaygınlaşmaya başlaması, özellikle bu kadar gösterişin ön plana çıktığı zamanlarda, huzuru hissetmek için yavaşlamak gerektiğini hatırlamak hepimizin yararına.
Şeyma Zarzavatçıoğlu
Yazarımızın Diğer Yazısı:
Soğuk Kış Günlerinde İçinizi Isıtacak 5 Film