Doğanın İnsan Üzerindeki Dokunuşları

İnsan, doğal (biyolojik) bir varlıktır. Varoluşunun ilk aşamasından itibaren doğanın içinde ve doğanın bir parçasıdır. İnsanlar kendilerini hayatın şamatası içerisinde kaybolmuş hissederken, mutsuzken, çaresizken içlerinde onları çağıran dinginlik hissine tutunarak kaçmak, uzaklaşmak özgürleşmek isterler. Bu aranılan “sakinlikler arasında özgürleşme” arzusunu bizlere sağlayabilecek en doğru lokasyon doğanın ta kendisidir. Çıkmazların çıkar yolu belki de doğaya sığınmaktır.
PEKİ TAM BU DURUMDAYKEN DOĞANIN BİZLERE VAAD ETTİKLERİ NELERDİR?
Doğru ipuçlarını bulmamızı ve hayatı anlamlandırmamızı sağlar:
Doğayı izlemek sonsuz büyüklükteki kusursuz bir tabloyu incelemek gibidir. Doğa yeşilleriyle, mavileriyle, kahveleriyle bizlere inanılmaz bir görsel şölen sunar. Bu şöleni gerçekten hissederek, kendimize dönerek izlemek ufkumuzu açar. Hayatımızı anlamlandırmamızda en büyük yardımcımız olur. Mutsuzken hangimiz bir deniz kenarında bulunmak, saatlerce o denizi izlemek arzusunda olmayız yahut bir beyaz güvercinin kanadını çırpması hangimize ilham vermez ki? Tüm fırtınalara rağmen köklerine sıkı sıkıya tutunup ayakta kalan bir çınardan, Çabalaya çabalaya asla vazgeçmeyerek kendi vadisini oluşturan bir akarsudan öğrenmemiz gereken çok şey vardır belki de. Doğanın dilini anlamaya başladığımızda bize verdiği ipuçlarını hayatımızda doğru noktalarla ilişkilendirebiliriz.

Doğa mucizelerin var olduğunun başlıca örneğidir:
Doğanın içerisinde hali hazırda bulunan düzen, ahenk, sesler veya sessizlikler her şeyin bu kadar muazzam ve kusursuz olabileceğinin ispatı niteliğindedir. Doğa başlı başına bir mucizedir ve bize mucizelerin var olabildiğinin en güzel kanıtıdır.
Doğaya dönüş stresi minimize eder:
Japonya’da yapılan bilimsel bir araştırmaya göre bir grup insanın yarısı belli bir zaman dilimini geçirmek için ormana, diğer yarısı ise şehre gönderiliyor. Ertesi gün bu iki grup insanın yerleri değiş tokuş ediliyor. Ormandakiler şehre, şehirdekiler ormana gönderiliyor. Bu çalışmanın sonucunda doğada vakit geçiren insanların, doğada var oldukça daha düşük kan basıncına sahip oldukları gözlemleniyor. Bu da daha az strese maruz kalmak demektir. Doğa bizim bir nevi zararsız ve yan etkisiz antidepresanımızdır.

Fizyolojik faydalar:
Doğa sadece insan ruhu ve psikolojisine fayda sağlamakla kalmaz aynı zamanda biyolojik yapımız üzerinde de son derece olumlu etkilere sahiptir. Yine yapılan bilimsel bir araştırmada hastanede kalan hastaların kiminin odasının duvarına doğa, orman resimleri konulurken kiminin duvarlarına bina ve şehir resimleri koyulmuş ve doğa manzaralı odadaki hastaların daha hızlı bir iyileşme süreci geçirdikleri gözlemlenmiştir. Bunun dışında doğada yapılan yürüyüşler, koşular ve o temiz havanın solunmasının insan fizyolojisindeki faydaları yadsınamaz derecededir.
Son olarak kendinizi çıkmaz ve çaresizliklerle boğuşurken bulursanız yapmanız gereken şey çok basit kafanızı kaldırın ve gökyüzünün tüm mavileriyle göğsünüze dolmasına, size ilham olmasına izin verin ve mucizelere inanın.
İREM ARI