Cem Yılmaz Artık Komik Değil Mi?
Mizah üzerine konuşmalar yaparken, Cem Yılmaz referansı olmadan tartışmak günümüzde pek mümkün değil. Ben ise bu referansların olumsuz olan kısımları üzerine biraz kafa patlatmak adına bu yazıyı yazmaya karar verdim. Cem Yılmaz artık eskisi kadar komik değil. Neden?
Cem Yılmaz üzerine… Mizah tanımlamalarını insan özelinde yaparken, mizahı somut bir kavram olarak ele alamadığımız gibi, duygu ya da duyularımızdan biri olarak da açıklayamıyoruz. Bu da bize, mizah ya da komedi kavramlarına verilen reaksiyonların, karakterimizi oluşturan tüm elementlerden, yani kısaca gelişen hislerimizden, değişen duygularımızdan, artan genel kültür seviyemizden ve / veya sanat dallarındaki çeşitliliğe olan kolay ve hızlı erişimimizden oluşan filtreyi ve bu filtrenin her geçen gün gelişerek daha da hassas sonuçları olduğunu gösteriyor. Burada tabi komedyenin yıllar içerisindeki değişim ya da gelişimini (eğer ki okuyana göre varsa) denkleme katmadan ilerlemek istiyorum. Benim amacım, takipçi tarafındaki geniş kitlenin içinde olan insanların değişim ve gelişimi.
Komediyle Tanışmak
Cem Yılmaz bir jenerasyonun hayatına 90’lı yılların sonunda tek kişilik gösterileriyle dahil oldu (Ben de bu jenerasyonun içinde olarak, bu yazıyı temel aldığım geri bildirimler de çoğunlukla bu jenerasyonun yorumu olduğu için bu kesimin üstüne yoğunlaşmaya çalışıyorum). İnternetin neredeyse hiç yaygın olmadığı bu dönem Türkiye’sinde “bir tat bir doku”, birçok komedi alternatifinden uzak kalan bu gençler için, deyim yerindeyse stand up komedisinin rakipsiz yıldızı oldu. Haliyle Cem Yılmaz ile tanışan gençlerin komedi anlayışı bu gösterilerle gelişti desek hiç eksik söylememiş oluruz. Halbuki bugün elimizdeki kaynaklara baktığımızda herkes için gülünecek binlerce içerik, bir iki tıklama kadar yakın. Fakat 90’lı yılların komedi kısırlığını ele almadan bu konuyu ele alırsak, günümüz eleştirilerini anlamamış oluruz.
Rüzgârı arkasına alan bu genç komedi yıldızı, bana kalırsa gayet başarılı işler ortaya koyarak, mizah anlayışını zenginleştirdi ve sahne gösterilerinin sayısını arttırmakla beraber sinema filmleri yapmaya başladı. Aslında bu kısmı çok derinlemesine anlatmak istemiyorum. Önemli yanı şu, Cem Yılmaz rakipsiz oluşunu su istimal etmedi. Aksine yalnızlığını iyi değerlendirdi, kendini geliştirerek çok fazla iyi içerik üretti. Fakat teknolojinin hızı gözümüzü korkuturcasına artarken, bu hızdan sinema ve video içerik sektörü de nasibini aldı elbette. Youtube denen ucu bucağı belli olmayan bir video platformu, ki kullanıcılarını da finansal anlamda destekleyerek eşi benzeri olmayan bir işe imza attı, Netflix gibi cd, DVD formatında film kiralama şirketi olarak sektörde var olmuş, inanılmaz bir arşive sahip olan bu koskoca şirket dijital bir devrim yaparak herkesin evine dahil oldu.
Komediyi Anlamak
Bunca teknolojik hamlenin üzerine ister istemez Stand up kültürü de popülerliğini arttırdı. Yurtdışı işlere erişim kolaylığı bir dip dalgaya sebep olacaktı elbette, bu zaten kaçınılmazdı fakat tam da burada üstünde durduğum konu gün yüzüne çıkıyor. Aklımda birkaç tane soru var. Şöyle ki;
- Cem Yılmaz yaşlanıyor mu ve / veya güncelliğini kaybediyor mu?
- Cem Yılmaz’dan bağımsız yeni gelen gençler mi daha komik?
- Her ikisi de yeterli derecede doğru mu?
- Hiçbiri mi?
Ben burada son şıkkı işaretliyorum ve bu yazıyı da aslında bu sebeple kaleme alıyorum. Bence bu biraz maruz kalma sorunu. Bir ürünü, hizmeti, durumu, olayı ya da herhangi bir kavramı iyi ya da kötü olarak değerlendirmek için alternatifini görmek ve değerlendirmek gerekir. Biz (yukarıda bahsettiğim nesil) çok uzun bir süre bu değerlendirmeleri yapacak veriden uzaktık. Diğer yandan bir kısım belki aramadı bile. Bu veriye eriştiğimizde ise, Cem Yılmaz yaklaşık 15 yılımızı domine etmişti zaten.
Mizah üstüne yazmak aslında benim hiç haddime değil. Sadece bu konu üzerinde biraz beyin fırtınası yapıyorum. Bir sanat düşünün ki, toplumumuzda üzerine konuşma ihtiyacı algısı yok, amacı vakit öldürmek, kafa dağıtmak gibi kalıplar üzerine oturmuş ama politikadan sanata hayatın her noktasında söz sahibi ve gözleme dayalı veriler bakımından en zengin sanat dallarından birisi. En sert eleştirilerin, gülmece düzeninde zihinlerin eleklerinden geçmesi, insanlara ciddi bir değerlendirme yeteneği kazandırdı. Bu sebeple üstüne düşünmesek bile hayatımızdaki etkisini güldük geçtik olarak değerlendirmek mümkün değil. Bizi biz yapan faktörlerin başında gelir desek abartmış olmayız.
Farklılığa Yönelim
Yukarıdaki sorular benim bu konuyu anlamam için önemliydi. Ben de kendimce cevaplamaya çalıştım. Güncelliğini kaybediyor mu diye kendime sorduğumda tekrar son gösterisini izledim. Eskisi kadar karnımı ağrıtmasa da gülmeye devam ediyorum. Bunca yıldan sonra hala yeni hikayeler anlatmaya çalışıyor olmasına hem de yalnızca gösterileriyle de değil sinema filmleriyle, spinoff hikayesiyle üretme azmini kaybetmemesine saygı duyuyor, yeni bir işi duyurulduğunda bekliyor ve zaman ayırıyorum.
Yeni gelen dip dalgayı ise mümkün olduğunca takip etmeye çalışıyorum. Yıllarca süren dominasyondan sonra gelen veriler aslında bu gençler. Fakat burada temel almamız gereken bağlam, uzunca bir süre maruz kalınandansa farklılığa yönelimin kaçınılmaz olacağı. Bu adil bir ortam yaratmadığı gibi muhafazakarlığın da adil bir değerlendirmesi olamayacağı aşikâr. Cem Yılmaz güncelliğini kaybetmediyse bile tarzını hiç değiştirmedi. Ama insan değişiyor, istekleri, arzuları, kültürü, sanata bakışı değişiyor. Mizah ise kişiye göre değil toplumun bütününe göre şekilleniyor. Senin kişisel filtrelerin, mizahın yönünü etkilemiyor. Lakin yeni nesil komedyenler çeşitliliğin ne kadar renkli olduğunu ortaya koydu. Absürt mizah türleri ortaya çıktı, politik mizahın aslında ne kadar ihtiyaç olduğu fark edildi, cinsel mizah, hiciv, taklitler, stereotipler derken herkes ne aradığını ne istediğini anladı. Bu durum bana gösterdi ki, biri birinden daha komik çok kişisel bir bakış açısı, genel çerçeveden baktığımızda, zamanında neye gülüyorsak o güldüğümüz kişi, durum ya da tarz hala orada aynı şekilde sanatını icra ediyor.
Cem Yılmaz ile büyümüş bu yeni nesil komedyenler, mizahı nereye götürecek merakla bekliyorum. Daha çok güleceğimiz kesin.