Bir Hayal Milyonlarca Hayat: Martin Luther King

Dünya genelinde şiddet karşıtı ve ırksal eşitlik görüşleriyle tanıdığımız bu önemli ismin, günümüzde hepimize ilham olması umuduyla…
Amerikan yurttaş hakları hareketi önderi Martin Luther King, 15 Ocak 1929’da Amerika’nın Georgia eyaletinde dünyaya gelmiştir. Lise eğitiminin ardından 1948’de Morehouse Koleji Sanatlar Fakültesi’ne devam etmiş ve Sosyoloji bölümünü bitirerek mezun olmuştur. Sanatlar Fakültesi’nin ardından 1951’de Pensilvanya’daki Crozer Teoloji Fakültesi’nde birincilikle isminden söz ettirmiştir ve eğitim hayatını 1955 yılında Boston Üniversitesi’nde Sistematik Teolojik doktorası yaparak tamamlamıştır.
1953 yılında Coretto Scot ile evliliklerinden çiftin 4 çocuğu oldu ve çocukları da kendi gibi birer yurttaş hakları savunucusu oldular. L. King, henüz 24 yaşındayken Alabama’daki Amerika’nın en ünlü siyah kilisesi olan Dexter Avenue Baptist Kilisesi’nin papazı oldu.
Ülkede ayrımcılık yüzünden ayaklanmalar sık sık görülüyordu. Rose Parks’ın Amerika Montgomery belediye otobüsünde bir beyaza kendi oturduğu yeri vermemesi üzerine çıkan gerilim sonrası boykotlar artmış, otobüs koltuklarında dahi siyahlara yapılan eşitsizlikler siyahi ayaklanmaları beraberinde getirmiştir. Bunun üzerine King öncülüğünde siyahiler tarafından Mongomery Otobüs Boykotu düzenlendi ve durumun uzun sürüp giderek gerginleşmesi, King’in evinin bombalanmasına ve tutuklanmasına sebep oldu.
Boykot Amerikan Yüksek Mahkemesi’nin verdiği kararla, eyaletler arası otobüslerde ve diğer ulaşım araçlarında ırk ayrımcılığını kanun dışı ilan etmesine kadar devam etti. 1964 yılında çıkarılan yasa ile siyahilere yönelik uygulamaya son verildi ve Rose Parks, bu duruma baş kaldırmasıyla ırkçı kamu düzenine karşı direnişin simgesi haline geldi.
Her zaman ırkların eşitliği inancı için uğraşmış ve haksızlıklara karşı şiddeti öngörmeyen direnişi savunmuş olan King, bu olayların ardından siyahi kiliselerin güç birliği yaparak yurttaşlık hakları reformu için barışçıl gösterilerde bulunmayı amaç edinmiş ve Güney Hristiyan Liderlik Konferansı (SCLC)’nın 1957 yılında kurulmasından ölümüne kadar önemli rol oynamıştır.
Gazetecilerin yazdıkları ve televizyonlarda yayınlanan programlar Yurttaş Hakları Hareketi’ne karşı büyük bir ilgi uyandırdı ve bu hareketi 1960’lı yıllarda Amerika’nın en önemli gündem maddesi haline getirdi. Daha sonra 1963 Ağustos’unda Washington’da ünlü “Bir Hayalim Var” konuşmasını gerçekleştirdi.
‘’Bir gün dört çocuğumun da derilerinin rengi ile değil de kişilikleri ile yargılanacağı bir ülkede yaşayacaklarına dair bir hayalim var.’’
Martin Luther King’in başlatarak öncülüğünü yaptığı barış yanlısı protesto eylemleri, 1964 Yurttaş Hakları Yasası’nın çıkmasını sağlayarak Oy Hakkı Kanunu ile Amerikan Hukuku’nun bir parçası oldu ve bu yasayla Amerika Birleşik Devletleri’nde ırk ayrımcılığı yasaklanmıştır(!). İnsan hakları ve ırkçılık ayrımlarının ortadan kalkması yönünde yaptığı bu eylemler sonucunda 1964 yılında Nobel Barış Ödülü’ne layık görüldü. Irksal ön yargıyı yıkmak için şiddet içermeyen bir direniş sergilediği için, çok genç yaşta bu ödülün sahibi oldu.
4 Nisan 1968’de balkonda otururken uğradığı silahlı suikast sonucu hayatını kaybetmesinden bu yana, 1986’dan beri ABD’de her yıl King’in doğum gününde medeni haklar lideri ve yaşamı boyunca savunduğu idealler anılıyor ve King’in barış sevgisini dile getirmek için bir araya geliniyor.
King, Southern Cristian Leadership Conference (SCLC)’yi temsil eden ‘’Büyük Altılı’’ denilen İş ve Özgürlük için Washington’a Yürüyüş isimli etkinliğin düzenlenmesinde etkili olmuş yurttaş hakları örgütlerinin liderleri arasındaydı. Gerilimlere rağmen başarılı geçen yürüyüş, o zamana kadar Washington tarihindeki en kalabalık gösteri olmuştu ve King’in yaptığı ‘’Benim bir hayalim var (I have a dream)’’ konuşması kalabalığı daha da coşturarak Amerikan tarihinin en iyi konuşmalarından birisi olarak sayılmıştır.
Görevi boyunca birçok yazı yazmış ve konuşmalar yapmış olan Martin Luther King, 1963 yılındaki ‘’Birmingham Hapishanesinden Mektup’’ isimli yazısı adalet arayışının mevkuf bir göstermesi olmuştur.
Ölümünden 9 yıl sonra, eski ABD Başkanı Jimmy Carter tarafından Başkanlık Özgürlük Ödülü’ne layık görülmüş ve onuruna Martin Luther King Günü kutlanmaya başlamıştır.
Dünyada, ırkçı ayrımlar ve eşitsizlik ön yargısının aşılması için yıllarca çabalamış, ölümüne kadar hayatı boyunca hayalinin gerçekleşmesi uğrunda adımlar atmıştır Martin Luther King. Toplumların kötü zihniyetlerini yıkmaya çalışmış ve birlik içinde barışçıl bir yaşamın mümkün olduğunu vurgulamıştır. King, dışlanan ve saygı görmeyen siyahların, aslında herkesten farksız olduğunu duyurmak için bir ses oldu. Bir hayali vardı, binlerce kalabalığa seslendi, herkesin hayali bir oldu. Beraberliklerin güzelliklerle sonuçlandığını bildiğimiz bu dünyada bizler;
‘’Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendik, ancak kardeşçe yaşamayı unuttuk.’’
Martin Luther King
Damla DOLAN
Diğer blog yazılarımıza göz atmayı unutmayın!