4 Adımda Çalışmalarınızı Verimli Hale Getirin

Şu dönemlerde zamanın su gibi akıp geçtiğini söylemek ne kadar güç olsa da geçip giden zamanla beraber sınav haftası yavaş yavaş kapımızı çalmaya başladı. Peki hazır evlerimizdeyken ve baş etmemiz gereken birçok sınav bizi beklerken, var olan zamanımızı nasıl lehimize kullanabiliriz? Hangi ipuçlarıyla çalışmalarımızı verimli hale getirebiliriz? İsterseniz gelin şimdi birkaç püf noktasına göz atalım.
KENDİNİZE EN UYGUN ÇALIŞMA TEKNİĞİNİ SEÇİN
Amerikan Psikolog Howard Gardner’in “Çoklu Zekâ Kuramına” göre her insanın yeteneklerini ve zekâsını kendine özgü kullanma biçimi vardır. Bu yaklaşıma göre insan zekâsının 8 alt kategorisi mevcuttur ve bu 8 kategori insanın sahip olduğu zekâsını hangi alanlarda daha etkin kullanabileceğini gösteren zekâ türlerini ifade eder. Bu kurama göre sizin sahip olduğunuz zekâ türü görsel, sözel, müziksel, kinestetik, içsel, sosyal, matematiksel, doğasal zekâ türlerinden herhangi biri olabilir. Burada önemli nokta kendinizi tanımaktır. Örneğin; kimimiz yazarak bilgileri aklımızda tutarız, kimimiz okuyarak, kimimiz çeşitli kodlamalar yaparak. Bu liste böyle uzayıp gider. Zamanınızı verimli hale getirmek kendimiz için doğru tekniği seçmekten başlar.
Doğru taktikle çıktığımız yola 1-0 önde başlarız.
ZAMANINIZI PLANLAYIN
“Başarı için plan yapmıyorsanız, o zaman hükmen başarısızlığı planlıyorsunuz demektir.”
Zamanı doğru yönetmek mutfakta yemek yaparken de, ofisinizde çalışırken de, yaptığınız herhangi bir sunumunuzda da kısacası hayatımızın her alanında çok önemlidir. Zamanımızı doğru yönetmekte çizelge hazırlamak güzel bir taktik olabilir. Gün içerisinde çalışacağınız konuları ilk olarak öncelik sırasına koymak ve zamanınızı ayıracağınız saat aralıklarını belirlemek sizi o çizelgeden sapmayıp, planınızı alt üst etmeme içgüdüsüyle çalışmaya ve görevlerinizi yerine getirmeye itecektir.
Uzun seanslar halinde çalışıp fark etmeden zamanınızı çöp haline getirmektense “Pomodoro” Tekniğini deneyebilirsiniz. Bakalım neymiş bu pomodoro tekniği…
25 dakikalık kısa süreli çalışma arkasından verilen 5 dakikalık molayla oluşan 30 dakikalık çalışma seansına 1 pomodoro adı verilmekte. Burada ki önemli nokta da 25 dakikalık çalışma seansı içerisinde dikkatinizi dağıtacak hiçbir şeyle ilgilenmemeniz gerekmesi. Bu teknik sayesinde kısa sürede bir konuya yoğunlaşmış ve konsantrasyonunuzu bozmamış oluyorsunuz. Ha bir de unutmadan biz öğrencilerin genel olarak verdiğimiz molaları uçsuz bucaksız hale getirmek gibi bir kültürümüz vardır dirayetli olup çiğnemediğimiz her 5 dakika bize verimli şekilde geçmiş saatler olarak geri döner.
ÇALIŞMA ALANINIZI DOĞRU SEÇİN
Çalışmalarınızı gerçekleştireceğiniz alanın konforu, o çalışmadan alacağınız verim üzerinde oldukça etkilidir. Üşüdüğünüz ya da çok sıcakladığınız, havasız bulduğunuz veya dağınık olan bir yerde ders çalışmak dikkatinizi başka yönlere çekeceğinden odaklanmanızı olumsuz yönde etkiler. Bu yüzden ders çalışmaya oturmadan önce gerekli tüm ayarlamaları yapmak, çalışma masanızın üzerindeki fazlalıkları kaldırmak ve alanınızı temiz tutmak sizi daha zinde hissettirecektir.
ÇALIŞMALARINIZI EĞLENCELİ HALE GETİRİN
Ders çalışırken çoğu zaman keyif alamayabiliriz ama unutmamamız gereken bir şey vardır ki: Bir işte ne kadar başarılı olduğumuz, o işi yapmaktan ne denli keyif aldığımızla doğru orantılıdır. Bu yüzden çalışmalarımızı küçük nüanslarla eğlenceli hale getirebiliriz. Örneğin:
- Kendinize çalışma kartları hazırlayabilirsiniz. Çalıştığınız konulardaki can alıcı noktaları renkli kartlara yazıp, odanızın çeşitli yerlerine asabilirsiniz. Bunu yaparken hem eğlenmiş olursunuz hem de gözünüz öğrenmeniz gereken bilgilerin üstünde olur ve hafızanızda yer eder.
- Bilgileri motomot okuyup geçmektense okuduğunuz ve anladığınız konuyu çevrenizdeki birine anlatabilirsiniz. Bu kişi bir arkadaşınız da olabileceği gibi kardeşinizle ya da tek başınıza konuşarak da bunu gerçekleştirebilirsiniz. Öğrendiklerimizi sesli tekrar etmek onları daha kalıcı hale getirir ve kesinlikle içimizden defalarca okumaktan çok daha eğlencelidir.
- Öncelik listenizdeki çalıştığınız ve bitirdiğiniz konuların üstünü renkli kalemlerle çizebilirsiniz. Bu, o konuyu hallettiğinizi ve görevinizi yerine getirdiğinizi size somut olarak gösterecektir. Hedeflerinizi aşama aşama gerçekleştirdiğinizi görmek yeni konunuza başlarken sizi teşvik edecektir.
- Öğrendiklerinizin gerçek hayatta nasıl durumlarda işinize yarayacağını hayal edebilir, örneklerle öğrendiğiniz konuyu beyninize kodlayabilirsiniz Örneğin, “Sistemik Aile Terapisini” öğrenirken aklınızda bu kuramı uygulayabileceğiniz size danışmaya gelen bir aile ve vaka kurgulayabilirsiniz ya da “rezonans olayını” öğrenirken, genel tanımın yanı sıra 1940 yılında Washington’da yapılmış olan Tacoma köprüsünün rüzgâr etkisiyle rezonansa girerek yıkılması olayı gibi çeşitli olayları ve örnekleri araştırarak zihninizde çoğaltabilirsiniz. Böylece bu kavramları öğrenmeyi daha anlamlı ve anlaşılır hale getirebilirsiniz.
“Başarmak istiyorsanız kalkın ve harekete geçin, en uzun yolculuklar bile ilk adımı atmakla başlar.”
İrem ARI