Medya Devi: Oprah Winfrey
Medya Devi
Oprah Gail Winfrey, ABD televizyon tarihinin en çok izlenen talk show programlarından biri olan ve kendi adıyla anılan The Oprah Winfrey Show’un sunucusu olan sanatçıdır.
Winfrey, 29 Ocak 1954 günü Amerika’nın Missisippi eyaletinde Baptist mezhebine sahip, hizmetçi bir anne ve madenci bir babanın kızı olarak dünyaya gelmiştir. Gerçek adı Orpah olduğu halde, İncil’de geçen bir kelime olan Orpah’ı insanlar sık sık yanlış telaffuz ettiği için ismini Oprah olarak kullanmaya başladı. Anne ve babası evlenmemiş gençlerdir ve bu sebeple doğumunun ardından, annesiyle birlikte eyaletin kuzeyine taşınmasından dolayı Oprah yaşamının ilk altı yılını kırsal kesimde, büyükannesinin yanında yoksulluk içinde geçirmiştir. Üç yaşındayken büyükannesinin okumayı öğretmesi sayesinde okuyabildiğinden daha küçük yaşta İncil’deki ayetleri okuyabildiği için ‘vaiz’ lakabı ile tanınıyordu.
Altı yaşındayken annesi Oprah’ı yanına alıp kentin yoksul bir mahallesine taşındı. Evdeki sağlıksız koşullara rağmen Oprah, iki sınıfı okumadan atladı ve on üç yaşına geldiğinde prestijli bir lisenin bursunu almaya hak kazandı.
Küçük yaşta karşılaştığı kötü olaylar sonucu on dört yaşında hamile kaldı fakat karnındaki bebek erken doğduğu için fazla yaşayamadı. Anneannesi tarafından gördüğü şiddet ve okulda başarılı olmasına karşılık birçok kötü olaylar yaşadığından isyancı bir tutum takındı bu yüzden on dört yaşında babasının yanına Tennessee’ye gönderildi.
Babasının eğitime büyük önem vermesi sayesinde lisesinin konuşma takımına katıldı ve ülke çapında dramatik yorumda ikincilik kazandı. Gerçek medya kariyerinin Tennessee Eyalet Üniversitesi’nde öğrenciyken yerel bir radyoda çalışmaya başlamasıyla bir konuşma yarışmasını kazanarak siyahi bir okul olan Tennessee Eyalet Üniversitesi’nden burs aldı ve iletişim konusuna yoğunlaştı.
Winfrey, on sekiz yaşındayken ‘Tennessee Güzellik Gösterisi (Miss Black Tennessee Beauty Pageant)’ni kazandı. Yaşı 19’a geldiğinde ise kendini başka bir şekilde ifade etmek istediğine karar vererek ilk siyahi program sunucusu olarak Nashville’de işe başladı. Televizyonun kendisi için nefes alma şekli haline geldiğini söyleyen Oprah’ın alanındaki başarıya yükselişi bu şekilde başlamış oldu.
Yerel medyada çalışırken hem en genç haber sunucusu hem de Nashville’deki WTVD-TV’nin ilk siyahi kadın haber sunucusuydu. 1976 yılında altı haberlerini sunmak üzere kentin WJZ-TV’sine co-anchor olarak yerleşti. 1978 Ağustos’unda ise People Are Talking şovuna co-host olarak işe alındı ve Dialing for Dollars’a sunuculuk etti.
1983 yılında Chicago’nun çok izlenmeyen yarım saatlik bir sabah talk showu olan AM Chicago’yu sunmak için yerleşmesiyle şovu birkaç ay içinde en alt sıradan üst sıralara Chicago’nun getirerek en yüksek izlenme oranını elde etti. Bu artış sayesinde şovun ismi değiştirilerek The Oprah Winfrey Show adı altında ülke çapında tam saatlik yayın başlatıldı.
Şovu gündüz yayınlanan şovlar arasında Donahue’yı da geri planda bırakarak Amerika’da bir numaralı şov haline geldi. TIME dergisi, çok az kişinin bu kadar kısa zamanda zirveye tırmanarak en popüler talk show sunucusu haline geleceğini tahmin edebildiğini yazdı ve gazetecilik kabiliyetinde eksiklik olsa da açıksözlü yaklaşımı, şaka kabiliyeti ve samimi empatisiyle Oprah Winfrey bunu başarmıştı.
“Beyaz erkeklerin egemen olduğu bir alanda, o cüsseli bir siyahi kadındı. Aslında bir röportajcı olarak Phil Donahue’yi yerinden zorlaması mümkün bile değildi. Gazetecilik kabiliyetindeki eksikliğini açıksözlü yaklaşımı, şaka kabiliyeti ve samimi empatisiyle dolduruyordu. Acıklı hikâyelerini anlatmaya gelen konukları sık sık Oprah’ın gözlerini yaşartabiliyorlardı. Buna karşılık da konuklar hiç kimseye anlatmayı akıllarından bile geçirmeyecekleri bazı sırlarını çekinmeden ifşa edebiliyorlardı. Bir bakıma Oprah’ın şovu Grup Terapi Seansı gibi bir talk show haline geldi.” TIME
1985 yılında ise Steven Spielberg’in yönettiği ‘The Color Purple’ filminde canlandırdığı rolüyle Oscar adayı olmuş ve bu filmden sonra TV programcılığına daha fazla yönelmiştir. The Oprah Winfrey Show programına sonradan eklediği, Oprah’s Book Club bölümünde, adı duyulmamış yazarlar tarafından yazılmış kitapları tanıtarak, en çok satanlar listelerine girmelerini sağladı ve bu sayede yayımcılık dünyasına büyük katkıda bulunmuş oldu.
1999’da, Oxygen Media adlı, internet üzerinden kadınlara dair programlar üreten bir şirket kurarak, medya endüstrisinin ön saflarındaki yerini, şov dünyasının en güçlü ve zengin kadınlarından biri olarak sağlamlaştırdı. Life Dergisi tarafından, jenerasyonunun en ilham verici kadını olarak görülen Winfrey’i, 2005’te Business Week, Amerika’nın gelmiş geçmiş en hayırsever siyahi kadını olarak adlandırdı.
90’lı yılların Amerika’sında en çok izlenen sabah kuşağı programına sahip olan ve bir marka haline gelen Winfrey, programında farklı kesimlerden birçok isme yer vererek en çok güvenilen isimlerden biri olmuştur. Yaklaşık 20 yıldır yayın hayatında olan, Oprah Winfrey’i dünyanın en güçlü ve zengin kadınlarından biri haline getiren ünlü televizyon programı The Oprah Winfrey Show ise 25 Mayıs 2011 tarihinde sona erdi. Yalnızca ABD’de bile her hafta çok sayıda kişinin izlediği ünlü talk-show programı, 145 ülkede de gösterilmiş ve yaklaşık 20 yıldır en çok izlenen sohbet programı olmuştu.
Aynı zamanda Family for Better Lives’ı kuran Winfrey, 2002’de ilk kez verilen, The Academy of Television Arts & Sciences’ Bob Hope Humanitarian Award’a sahip oldu. Kazandığı çok sayıda Emmy Ödülü ve sunuculuğunun yanısıra, kitap eleştirmenliği, Oscar Ödülü’ne aday gösterilmiş olması ve tirajı yüksek bir derginin yayımcılığıyla da tanınan isim, Forbes dergisine göre 20. yüzyılın en zengin siyahi Amerikalısı ve 2004 yılı itibariyle dolar bazında tek siyahi milyarder olarak anılmakta. Yeteneği ve kararlılığı sayesinde zirveye yerleşen ünlü oyuncudan, “yoksul kadınların umudu” olarak bahsediliyor.
ABD Eski Başkanı Barack Obama’nın başkanlık seçimi kampanyasında büyük desteğiyle dikkatleri üzerine çeken Winfrey, 2013’te Barack Obama tarafından Cumhurbaşkanlığı Madalyası ve Harvard’dan fahri doktoralık derecesi aldı.
Şu an ise 1986 yılında kendi medya ve prodüksiyon şirketi olarak kurduğu ‘Harpo Productions‘da başkanlık ve CEO, ‘The Oprah Winfrey Network’ şirketinin ise başkanlık, CEO ve CCO görevlerini üstlendiğinden, yardım ve kültür-sanat kuruluşlarına yaptığı büyük bağışlarla da sık sık gündeme geliyor. Hala aktif olarak devam eden şirketin 15 bin civarı insanı istihdam ettiği biliniyor ve birçok önemli yapımın arkasında bu şirket yer alıyor.
2007 yılında, Güney Afrika’da kızlara özel bir Liderlik Okulu açmak için yüklü miktarda yaptığı desteğin devamlılığı ile de okulun, eğitim hayatına kaliteli şekilde devam etmesini sağlıyor.
Winfrey, ‘Artık Biliyorum’ kitabında, zorluklara rağmen nasıl başarıyı yakalayıp ‘bugünkü Oprah‘ olduğunu anlattı. Kararlılığı, zekâsı ve sürekli kendini geliştirmeye çalışması, hep yeni şeyler denemesi ve maço bir dünyada kadın olduğunu hiç unutmadan yürümeye devam etmesiyle dünyanın en önemli kadınlarından biridir.
‘’Ne yaptığınızı küçümsediğinizde, dünya kim olduğunuzu küçümseyecek’’
Damla DOLAN
Yazarımızın diğer yazısı için:
Ay’a Ayak Bastıran Kadın: Katherine Johnson
Diğer blog yazılarımıza göz atmayı unutmayın!